gözlerini sana sakladığım
bronz yontuyu bir çırpıda kefenlediler
mesafesizliğin çilesiydi çektiği
mahrem yerlerini ellediler
sular döktüler baştan ayağa
son vaftizini yaptılar onun
ruhu üşüdü masum çocuğun
bir çuvala soktular tahta bir sandığa
koydular ince ve kısa cesedini
toprağa ittiler sonra en derine
daha sonra evlerine gittiler dağıldılar
yataklarına çamur artıklarıyla yığıldılar
içi rahattı çocuğun sesi tizdi
sokakların kiri bulaşmıştı giysisine
caddelerin kokusundan artakalan
leşlerle yatıp kalkmış çalışmıştı
köşe başlarında hiç durmadan
su satardı
varlıklı ve yoksul insanların içmeleri için
yudum yudum bezmişti bu hayattan
ve kana kana atlamıştı balkon duvarından
zeminde ezildi bir süre geçti
ki kaldırdılar kaldırımdan sökülen cenazesini
cebinden alarak tek servetini
ana yadigarı altın saatini
öyle ki son anında o ölü soluğun
gözlerini sana sakladım
mutlu olsun istedim çocukluğun
Kayıt Tarihi : 25.9.2003 20:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!