Dün gece Gökova' yı gördüm düşümde.
Köyceğiz'den doğan güneş
Akdeniz'e doğru tüm kızıllığını sunuyordu.
Sakartepe' den Datça'ya uçan martılar
Kızkumu hikayesini yeniden yazıyordu.
Sabah çayını Azmak' ta yudumlarken,
Bin asırlık o gizemli yaşıyla.
Tarih ötesi sudur Kızılırmak.
Bazen hırçın, bazen ağır başıyla.
Allah’ın bir lütfudur Kızılırmak.
Kızıldağ’dan hırçın hırçın çıkarsın.
Şimdi dumanlıdır Altay dağları
Asenalar yamaçlarda ok atar.
Uygarlık başı Kalbaktaş çağları
Bozkurtların yaylalarda fink atar.
Hayalimde Tanrıdağ'dan aşarım.
Anılar,
Çılgın akan bir nehir gibi
Yıllar bir su gibi akıp gitti
Tarihi bir cami avlusunda
Uzun uzun selviler
Sessizce yere düşen yapraklar
Anla Leyla anla mecnun halinden
Söz dökülür kalem yazar dilinden
Bade içmek şifadır yâr elinden
Sevda ağlar, yürek dağlar, yâr söyler.
Anne Candır
Anne Canandır.
Anne Cefakardır
Anne Vefakardır
Dalgalar Yükseldiği Zaman
Anne Sığınılacak En Güvenli Limandır
Bir on bir Aralıkta Bozkurtların göz yaşı
Sel oldu çağladı, delip geçti dağı taşı.
Bulutlar şakladı birden yeryüzü karardı.
Atsız atam o kara günde uçmağa vardı.
Beş asırdır bilenir Türk'ün hıncı
Gün gelince kesecektir kılıncı
Unutma tarihe not düş, yaz bunu
Dirilecek Akşit'lisi ve Hun'u
Ay karanlık gecede.
Bozkurtların çok ulur.
Sözde benim hecede
Turan olur yol bulur.
BABAYA ÖZLEM
Dün gece
Seni gördüm düşümde
Nasırlı ellerini kavuşturdun ellerime.
Babam ellerinin sıcaklığı
Gönül incitme şiirini
yazan ellerine,
diyen dillerine
sağlık ...
Üstadım tüm şiirlerini okudum. Kalemi ne sağlık.