Dünyanın gerçeği gönüldür,
Gönül ise düş.
Aç gözünü sevgili,
Gel önüme düş.
Varalım, içelim aşkın şarabından,
O şarap ki;
Sâkinin elinde gerçektir,
Aşığın dilinde düş.
Düşlerde geçen her dakika,
Yedi dünya yılına eşitti.
Zaman ve mekan,
Bu duruma isyan etti.
Bir kara bulut geldi, girdi araya.
"Hey aşıklar, ayrılın!" dedi.
"Bu büyük düş, bu dünya'ya fazla." dedi.
Düş bitti, ışıklar söndü.
Gönül gerçeğini gördü.
Açtı gözünü yar,
Uyandı aşıklar.
Az gittiler uz gittiler,
Gönülden gönüle pir gittiler.
Gece gündüz ayık gittiler.
Aradıkları bir çeşmeydi,
Çeşmeden akan hakikatti.
Yollarda geçen her gün,
Yetmiş dünya yılına eşitti.
Zaman ve mekan,
Bu durumu garipsedi.
Bir mor güneş geldi, girdi araya.
"Hey aşıklar durun!" dedi.
"Hakikat çeşmesinin suyu acıdır.
Her gönül, hakikati kaldırmakta zorlanır," dedi.
Sonra;
Hakikat çeşmesi akmaz oldu.
Aşıklara bir tat sunmaz oldu.
Sahi, kimdi bu kara bulut, mor güneş?
Fakat düş yorgunuydu aşıklar,
Başta soracaklarını en son sordular.
Sahi kimdi bu kara bulut ve mor güneş?
Ne şarap biliyordu gerçeği ne testi,
Saki'nin bilmediğini kim nasıl bilsindi?
Bir sürgündü bu yolculuk belli, besbelli!
Ancak Tanrı bilirdi, bulutu ve güneşi,
Bütün bu olup biteni ve her şeyi?
Sonra gün batısına sürüldü biri.
Ve gün doğusuna diğeri.
Saki suskun, şarap içmekte testi testi.
Ne demeli bu işe bilmem ki!
Tanrının işine akıl sır erer mi?
Şimdi dünyanın iki ucunda iki aşık var.
Hem düş yorgunu hem şaşkınlar...
Hakikatten yoksun, düşten uzaklar...
Bak sen şu işe ey Saki!
Ne bulut ortada şimdi ne güneş;
Sahi, kimin fikriydi aşıkları ayırmak?
Gel de cevap ver hadi.
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 10:22:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!