Ölüm gibi gel… ansızın gel! Öyle bir gel ki savunmasız kimsesizken gel! Uykumda yakala! Sinsi bir kalp krizi misali gözlerimi açmama bile fırsat koymadan gel! Ne bileyim bir sonbahar sabahı mesela, toprak kokarken etraf inceden yağmur yağarken gel.
Gel sevgili! Bırakıp gittiğin gün üzerime düşen moloz yığınlarının altındayım hala, ”sesimi duyan var mı” diyenlere sabırla ses vermeden bekliyorum! (seni)
Yara bere içinde her yanım!
Sesin İsrafil den mi alıntı sevgili? her adımı fısıldayışın kıyametin habercisi gibi.
çok fakirdi hayallerimiz! hiç pembe panjuru yoktu evin, aksine akıyordu çatısı. Ve sen gittin! bense altında kaldım derme çatma hayallerimin...
Sen konuş sevgili... ben sana susuyorum /
Aldım yalnızlığımı koynuma sıkı sıkı tutuyorum...
Gözlerim ürkek baksa da kanma,
İçim şeytanın suretinden çalıntıdır yokluğunda...
Sen konuş sevgili...
Ne zaman seni sevmeye çalışsam, elime yüzüme bulaştırıyorum. Sonrası bilindik hikaye, biraz alkol birazda depresyon haplarıyla başlıyorum geceye …
” Müsait bir aşkta inecek var ” demiştim. Yardan aldığım yaralara rağmen …
Kangrenli bir sevda artık sol göğüs kafesimde,
Yokluğu ölüm,
Varlığı zulüm...
Gözlerin gelir aklıma ne zaman ışıklar sönse, dibine kadar SENSİZİM yine…
Müptela değilim ben... Yalnızca düzenli seviyorum seni,
Arada bir geç aldığımda kokunu ellerim titriyor gözlerim kararıyor,
Ama istesem bırakırım hani seni sevmeyi,
Dudak tiryakisiyim yalnızca.
Annemden gizli seviyorum seni... Her yemek sonrası koşarcasına balkonda buluyorum kendimi...
En acısıdır Ayların Ağustos! Vede en yaslısıdır 17’si. Ölüm kokar sokaklar, tek şuurlu sözcüktür ”Sesimi dayan var mı ” Şuursuz ca yardım istiyenlerin kolanlar altında kaldığı anlarda …
Boğazımda yardan kalmış düş kırıklıkları, her yutkunduğum da acıtır sol yanımı!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!