Şair İşçidir Şiiri - Yorumlar

Vladimir Vladimiroviç Mayakovski
11

ŞİİR


103

TAKİPÇİ

Bağırırlar şaire:
'Bir de torna tezgâhı başında göreydik seni.
Şiir de ne?
Boş iş.
Çalışmak, harcınız değil demek ki...'
Doğrusu
bizler için de

Tamamını Oku
  • Ziya Öztürk
    Ziya Öztürk 15.10.2009 - 21:34

    Mayakovski'nin bütün şiirlerini okuyan ve onu inceleyen biri olarak; rahatlıkla söyleyebilirim ki, herşeye rağmen O büyük bir şairdi! Bazı büyük insanlar yaşadıkları zaman ve mekâna sığmazlar. Bu durum, onların içsel büyüklüklerinden olsa gerektir. Kaldı ki, ölümünden kısa bir süre önce intiharın hiçbir şeyin çözümü olmadığını, bizzat kendisi de söylemiştir Mayakovski.

    Cevap Yaz
  • Hülya Polat
    Hülya Polat 15.10.2009 - 21:12

    şiirin üzerine yığılması sonucu ölen nice şairler vardır bir de her kadının eskaza öldürdüğü bir kaç şair.

    Cevap Yaz
  • Anti Virüs
    Anti Virüs 15.10.2009 - 19:06

    En ağır işçi benim,
    Gün yirmidört saat
    Seni düşünüyorum...

    demişti Ü.Yaşar Oğuzcan ...

    Daha ağır işçilikler vardır elbet ancak ağırlığı somutlanabilmesindendir...

    ya soyut halları insanın, ki çokça şairlerin, nemenem bir şeydir ?!

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 15.10.2009 - 19:01

    Fütürizm'in Dayandığı Temeller
    Fütürizm'ın temelleri, Friedrich Nietzsche'nin 'der immoralische Übermensch' (Ahlâksız üstün insan) ına, 'Der Ville zur Macht' (İktidar hakkındaki irade) ye, 'Lebe gefährlich' (Tehlikeli yaşa) sözüne, Bergson'un zaman anlayışı ile gene onun 'élan vital' (yaşamlı atılım) a ve Geoges Sorel'in 'zorlu gücün teorisi' ve 'Action Directe'e dayandırılıyordu. Esasen Nietsche, Bergson ve Sorel'in bu düşüncelerini, emperyalist Mussolini faşizmi, kendine prensip edinmiş olduğundan, Fütürizmi; Faşist Partisi'nin sanatı olarak ilân etmişti. İşte Fütürizmin parti sanatı olarak kabul edilmesidir ki, bu sanat anlayışının Avrupa için önemini yitirmesine neden olmuştu. Avrupa sanatı için önemli yön, Fütürizmin Birinci Dünya Savaşı'na dek olan heroik dönemidir. Avrupa'nın tanınmış sanat tarihçileri, bu genel kanıyı benimsemektedirler.

    Marinetti, ilk olarak ortaya attığı bu anlayış için, Avrupa'nın birçok kentinde konferanslar vermiş ve yüzyılı sarsan bir sanat anlayışı olmasına çalışmıştı. Fakat bu akımın ömrü kısa süreli olmuştur.

    11 Şubat 1911'de ressam Umberto Boccioni (1882-1912) , Luigi Severini (1883) ve Carlo Carra'nın imzaları ile Fütürist resim sanatının ilk manifestosu yayınlanmıştı. Daha 3 mart 1910'da bu manifesto Turin'de Chiarella tiyatrosunda ilân edildiğinde, Fütüristler'le, bunun karşısındakiler arasında büyük bir savaş başlamıştı. 11 Nisan 1912'de Fütürist heykelin manifestosu da yayınlanmıştı. İtalya'nın entelektüel tabakası ile sanatçı gençliği, bu akımdan sarsılmış görünüyordu. Mitingler, kavgalar birbirini izliyordu. Fütürist ressamların en yaşlıları olan Balla, Boccioni ile Severini'ye Yeni - İzlenimcilik'i tanıtmıştı. 'Bizim, rengi çözümleyen Seurat, Signac ve Gros'nun Divizyonizmini bir araya getirmemiz gerekir' diyen Boccioni, arkadaşları arasında en kabiliyetlisi olarak görünüyordu. Bununla birlikte Boccioni, sonraları heykel yapmaya başlamış ve 'oylum içinde devam eden biçimler' adını taşıyan heykeli ile (1913) Konstrüktivistler'i etkilemişti. Severini, zarif biçimler ve zevkli renkler kullanıyordu. Eserlerinde hareket karakteristiktir (Pan Pan Dansı) . Önceleri Fütürist olan Russolo, akustik ve müzikal problemlere döndü ve 'Bruitisme' (Gürültücülük) akımı buldu.

    'Koşan bir atın dört değil yirmi ayağı vardır' diyen Fütüristler, her şeyden çok büyük kent hayatının heyecanları ile sarhoş oluyorlardı. 'Bir oda içinde bakarak balkondaki bir kişiyi resmederken, ancak pencere çerçevesinin bize izin verdiği kadarı ile görüş alanımızı sınırlamıyoruz. Bilâkis balkondaki adamın görüp yaşadığı duygularını, çevresiyle vermek istiyoruz. Caddenin gürültüsü, sağda ve solda derinliğine giden evlerin sırası...' Görülüyor ki Fütürizm, kendine amaç olarak objeyi değil, insanın iç yaşantısını ele alıyordu. Yani ruh durumu resme giriyordu.

    Fütürizm, modern hayatı resimlemekten, heyecanlı bir denemeden ya da bir doktrinden daha fazla bir şeydir. Bu akımın en mutlu niyetlerinden biri, 'Simultaneité', son bilimsel keşiflere paralel olarak yalnız görüş tarzını ve optik kanunları ilgilendirdiği halde, Fütürist 'İntuition' (içe doğma) , ressamın ruh haline dayanır ve 'Simultaneité'yi, sanatçının kafasındaki anıların ve çeşitli heyecanların birbirlerine girdiği anda, yaratıcı hareket çıkış noktası olarak kabul eder. Ayrıca Fütüristler'den Boccioni, bir dördüncü buut'tan söz etmektedir. Fakat bu nokta, yeter derecede tanımlanmamıştır. Bu da oylum fikridir. Yani seyircinin de resme dahil olduğu fikri. Bu suretle o zaman kadar, yepyeni bir düşünce ortaya atılmış oluyordu. Bütün bu fikirlere rağmen, Birinci Dünya Savaşı bu anlayışa ani olarak son vermiştir.

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 15.10.2009 - 18:52

    Fütürizm deyince, hani, adı ne güzel değil mi: 'Gelecekçilik'... Daha iyi aydınlanalım diye ben de Vikipedi'den aldığım bir metni buraya yapıştırıyorum. Psikiyatristleri de çok yakından ilgilendirecek bir konudur.

    Edebiyatta Fütürizm [değiştir]Bu akımın öncüsü ve şefi İtalyan şair, romancı, oyun yazarı ve yayın yönetmeni Filippo Tommaso Marinetti'dir. Marinetti’nin 1909’de Paris’te 'Le Figaro' gazetesinde yayımladığı manifesto futurisita (Fütürizm Bildirisi) gelecekçiliğin manifestosu oldu. Bildiride, 'Bizler müzeleri, kütüphaneleri yerle bir edip ahlakçılık, feminizm ve bütün yararcı korkaklıklarla savaşacağız' deniyordu. Bu geçmişin bütünüyle reddi demekti. Aynı bildiride, 'Biz dünyadaki gerçekten sağlıklı tek şeyi, yani savaşa ve ölüme götüren güzel düşünceleri yüceltiyoruz' sözleri, siyasal alanda o dönemde gelişen faşizmden yana bir tavrın da açık göstergesiydi.

    Süratin üstünlüğünü iddia ve ilan eden Marinetti, bir yarış arabasının Samothrake zaferi (Yunan heykeli) nden daha güzel olduğunu ve buna ek olarak da: 'Mutlak içinde yaşıyoruz, çünkü 'her yerde hazır ve nazır olan' edebi sürati biz yarattık' demiştir.

    Gelecekçiliğin kurucusu Marinetti, Avrupa’da birçok yazarı etkiledi. Rusya’da Velemir Hlebinikov ve Mayakovski gelecekçiliğe yöneldi. Rus gelecekçiler kendi bildirgelerini yayınladı. Puşkin, Tolstoy, Dostoyevski reddedildi. Şiirde sokak dilinin kullanılması istendi. 1917 Ekim devriminden sonra da gelecekçi akım güçlendi. Mayakovski’nin ölümüne kadar etkisini sürdürdü.

    İtalya’daki gelecekçiler ilk şiir antolojisini 1912’de yayınladı. Gelecekçilik faşizm ile özdeşleşti. Ve 1920’lerin ortalarına doğru etkisini yitirdi. Eserlerinde mantıklı cümleler kurmayı reddeden gelecekçilerin parolası, 'sozcüklere özgürlük'tü. Ezra Pound, D. H. Lawrence ve Giovanni Papini de bu akımdan etkilenen yazarlardır.

    Fütürizm Bildirisi [değiştir]Fütürizmin kurucu ve teorisyeni Tomasso Marinetti'nin 1909 yılında Figaro gazetesinde yayınlanan manifestosunun 10 maddesinde fütürizmin çok yönlü sanatsal amaç ve ilkelerini saptamıştır. Bu maddelerde, özetle:

    Şiirde temel öğeler cesaret, cüret ve isyandır,
    Edebiyat durgunluktan ve uyuşukluktan sıyrılmalıdır. Edebiyatta işlenecek konular saldırgan hareketler, kavga ve dövüştür.
    Dünya yeni bir güzellikle zenginleşmiştir. Yeni güzellik sürattir, hızdır, Motoru güçle sarsılan, homurdanan bir yarış arabası Victoire de Samotrace'dan daha güzeldir.
    Ancak kavga güzeldir. Saldırgan niteliksiz bir şaheser olamaz. Şiir tanınmayan ve bilinmeyen güçlere karşı saldırgan olmalıdır.
    Yüzyılların en yüksek noktasında bulunuluyor. Olanaksızların kapısını açmak dururken geride kalınmamalıdır. Zaman ve mekan artık ölmüştür. Sınırsız ebedi sürat elde edildiğine göre, mutlakta (absolu) yaşanıyor demektir.
    Dünyanın tek sağlık ilacı savaştır, feminizm, fırsat kollayıcılık, çıkarcılık lanetlenmelidir, denmektedir.
    Rus Fütürizmi'nin etkileri [değiştir]Toplumun ve daha önceki okulların bunalımlarından doğan Rus fütürizmi İtalyan fütürizmine pek az şey borçludur. 1910 yılından sonra karşıt topluluklar biçiminde gelişti ve tutarlı bir kuramdan çok kişilere bağlı olarak Petersburg'da ego-fütüristler (Severiyanin-1911) , Moskova'da kübo-fütüristler (Kruçenıyn Hlebnilov, Kamenskiy, Mayakovskiy, E. Guro, 1913) , Tsentrifuga ılımlıları (Aseyev, Pasternak) , Kive (M. Semenko) , Tiflis (grup 41º) ve Vladivostok'a kadar (Yaratım, 1920-1921) yayıldı. Anarşist bir başkaldırı anlayışı içinde ahlak kurallarıyla kültür mirasını reddeden fütüristler gerçeği yeniden kurmak amacıyla, sözlüğü, sözdizimi ve ölçüyü yıktılar (Hlebrikov'un 'Zaum' dili) .

    Estetik kalıpların yok edilişi çoğunlukla modern konulara kaba gereçlerle kaylaşmalarını sağlarken, kültür tekeli kurmaya yönelik oluşlarından dolayı Lenin'in kendilerine ihtiyatla bakmasına karşın, Proletaryanın hizmetine girdiler. Fütürizmin en olumlu yanları LEF ile Aseyev, Mayakovakiy, Pasternak'ın kişisel yapıtlarına yansımıştır.

    Türk edebiyatında fütürizmin etkisinde bazı ürünleri, Rusya'da bulunduğu yıllarda (1922-1928) Nazım Hikmet kaleme aldı. Mayakovskiy ve başka fütürist şairlerin bir takım öz ve biçim yeniliklerini benimseyen şair; İtalyan ve Rus fütürizminin özellikleri olan özgür nazım tekniği, teknoloji hayranlığı (demir raylarda koşan demir beygir, asma köprüler, elektrikli tezgahlar) , hızın güzelliği, çalışan kadının yüceltilmesi gibi öğeleri kullandı ('Makinaşmak istiyorum', 'Sanat telakkisi' gibi şiirler) . Ancak Nazım Hikmet'te fütürizmin etkisi uzun sürmedi.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 15.10.2009 - 18:49

    Kıymeti öldükten sonra takdir edilen tek işçiler ŞAİRLERDİR.
    -Sendikaları yoktur.
    ...Bağlı oldukları dernek yoktur.
    ...Sosyal güvenceleri yoktur.
    ...Ellerinden tutacak dostları yoktur.
    ...V.S...........
    ...Bir tek sermayeleri vardır o da ? ARSLAN GİBİ YÜREKLERİ VARDIR.
    Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Ziya Öztürk
    Ziya Öztürk 15.10.2009 - 17:23

    Mayakovski'nin ve şiirinin yadırganmasının tek nedeni; O'nun fütürist bir şair olmasındandır. ''Fütürizmde duygunun yerini, makinalar, çark sesleri, fabrika gürültüleri alır. Fütüristler gördükleri şeylerin can alıcı noktalarını anlatmaya çalışırlar. Taklitçi biçimleri hor görür ve orijinal biçimler peşinde koşarlar. Bu akım, sadece ve sadece değişkenlikleri anlatmayı amaçlar. Geçmiş ve alışkanlıklar bir yana bırakılarak yarınların dinamik hayatı, özgürlükçü bir anlayışla ve bambaşka cümle yapısıyla ifade edilir.'' Bu perspektiften bakıldığında, Nâzımla Mayakovski arasında da kolaylıkla bir korelasyon kurulabilir.

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 15.10.2009 - 16:34

    Ölümünün birinci yıldönümünde büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı sevgi, saygı ve şiir adına minnetle anıyorum!
    Nur içinde yat üstad...

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu 15.10.2009 - 12:31

    'Şaiir İşçidir'

    Hemde ağır işçi...

    Şiiri iyi çeviren olursa, şiirin hakkı verilir; tıpkı Annabel lee gibi.

    Bu şair de intihar etmiş. Allah taksiratını affetsin.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Yusuflar
    Mehmet Yusuflar 15.10.2009 - 12:00

    Şiirde tecüme, şairin terennüm ettiği dilin inceliklerini bilmeyen tercüme yapmasın dersek başka dillerde yazan şairlerden mahrum kalırız. Bu şiirdeki tercüme ne kadar tadsız da olsa bize yeni ufuklar vermediğini söyleyemeyiz.
    Mehmet YUSUFLAR

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta