Sahne Şiiri - Naki Aydoğan

Naki Aydoğan
1402

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Sahne

Ah ne?
Bu sahne.
Dünya güneş sisteminin yegâne sahnesi.

Bir deli bir ateş yakmış çeri çöpü ateşe atıyor.
Çalı çırpı plastik, kâğıt teneke atık.
İs pis koku içinde ısınıyor.
Neşelenip şaşıyor.
Vay be.
Hayat yokken asit yağmurları yağarken.
Şimdi hayat varken ölümünü soluyor.

Açık ateşte yemek yapmadan önce
Kültür yapmaya başladık.
Mağara duvarlarına yansıyan gölgemizle oynadık.
Dış olayları içselleştirip resim yaptık.
İç olayları dışsallaştırıp yazıyı icat ettik.
Şiir şarkı dans edip kendimizi kendimize oynadık.
Çoban ateşi bizi çeken gölgemizi oynatan ilk kamaramızda oldu.
Hiç düşündünüz mü?

Biz yaşıyoruz, zaman ölüyor mu?
Kültür edip gömelim.
Duvarlara taş kaya tabletlere derken kâğıda geçip
Kitaplara gömelim.
Birinci dünya savaşında binlerce insan öldü
Ama gömdüğümüz kültürümüz canlanmaya başladı.
Tellere sesimizi serdik radyo dalgalarında asıp kuruttuk.
Sinema filmiyle canlandırdık.
Yetmedi.
İkinci dünya savaşıyla tüm dünyaya yayıp
Televizyonlarla canlanıp toplu gömüldük.

Mağaraya girdik insanlığa gebe kaldık.
Mağaradan çıkıp boşluğa doğduk.
Ölen zamanı canlandırma sanatımız başladı.
Evimizi yaptık.
Çanak çömlek eşyamızı ürettik.
Ekip biçip tanrımızı yaratık.
Temsilcileri musallat oldu bize.
Musalla taşında uğurlanır olduk.
Sanayi toplumu ile tanrıyı boğmaya çalıştık.
Tanrı ölmez.
Tanrı ölmek üzereyken Allah dirildi.
Güneş yeniden tan yerinden atarken.
Çarşıdan neler aldım Allah varmış.
Al/lah.

Sınır nedir sınır?
Sırdır.

Var yok yok var
Yokta ok varda ar.
Var yokta yok varda.
He de hedefte.
Akıl.
Doğada ot canlıda kıl.
Ekip biçtik ağda ettik.
Düğmeyi bulup ilik açtık döğmeyi bulup kazındık.
Akıl edip aklımıza büründük.
Biz kimiz?
Ne zaman yoktuk ki ne zaman vardık.
Kim bilebilir ki?
Tanrı bilir Allah’a varan bildirir.
Yani yokluğuna.
Yokluğuma vardım beni ben mi yarattım?
Evet.
Önce bilmeden yarattım yaratılanları gördükçe
Kendimi yeniden yarattım.
Düşündüm de.
Vardan yok olup yokta düşündüm.
Kendime vardıktan sonra sana vardım.
Allah’a varırsan seni sen yaratırsın.
Yoksa yaratık kalırsın.

Madde nedir?
Engeldir.
Boy ver git.
Allah’a varmak maddeleyerek dönmektir.
Nefes alıp vermektir.
Yaratılmaktır.
Yar atılıp yar atlamaktır.
Düşünceden düşünce nice fikirlerle.

Karanlık içinde bir uykuyla bir rüyada.
Varım ki kendimi bile izleye biliyorum.
Karanlık madde ve ışık karanlık içinde.
Güneş açık ateş ve aydınlık ışık içinde.

Karanlık madde içindeyiz ki göremiyoruz.
Işık lazım ki görelim.
Hava lazım ki konuşalım
Ve su lazım ki arınalım.

Bünyemizde ışık var mı?
Ateşimiz var ki ısımız var elektriğimiz var ki uyarılıyoruz.
İçimiz aydınlık.
Düşünüp fikir üretenlerce.

Ne kadar düşünüp yazsam da
Öncesini yokluk biliyorum.
Peki, varla yok bir arada neyin içinde.
Akıl içinde ama o akıl nasıl bir şeydir.
Bitkilerde yeşil havada mavi hayvanlarda pembe.
Aklın rengi saydam.
Suda hava.
Her içecekte akılla karılmış fikirdir.
Maddenin kökü sonsuzluk
Ve akılla gizemli.
Gizli.
Ne var o sandıkta.

Neyse var oluşumuzu filme alan güneş.
Işığıyla yansıyıp dünya sahnesinde bitip doğup yaşamsal kılandır.
Geçmiş gelecek bir bileşkede yeniden sahnelenen.
Geçmiş yaşantıları tekrarda gün yüzüne yeniden yeni açan.
Enerji kaybolmaz oluşan filmi çekilir.
Karanlık madde kaydeder.

Demiri ateşe at erisin kor ateş.
Soğusun yine karanlık madde.
Soda soğuk döv ve çelik olsun.
Akıl alsın ki fikir olsun düşünceye.
Dünyamızda karanlık maddede var ki
Elmas kömürden çıkıyor.
Altın güneşten gümüş buluttan.
Hep güneş gören ayın öbür yüzünde altın var mı?
Ya karanlık yüzünde kalay mı var?
Bilmiyorum.
Fikir yürütüyorum.

Dünyayı aç bir güneş sistemi
Kapat bir dünya
İşte böyle.

Evreni demezsek de evrenin sahnelendiği yerdir.
Yer varsa o yere erende vardır.
Ben kendimi yarattıysam bu kadar maddeyi kim yarattı.
Öldükçe madde biriktim.
Yer edindim vatan eyledim.

Yoklukta Plüton.
Havada aslı suda gizli.
Buz tuttu Neptün.
Buz dağları içinde Uranüs.
Buz buğusu içinde gaz dolu Jüpiter
Karlanma içinde uyduları.
Satürn gaz soluyor.
Mars güneş sisteminin havasız susuz yeri.
Dünya kalbi.
Maddenin dört halini hayat pompalayan.
Ya.
Venüs ile kraliçe Merkür ile Herkül.
Yani Venüs ile ölecek Herkül’le güçlenecek.
Güneşi zapt edecek.

Ateş her şeyi yiyip ışık verirken.
Ateşe direnç canlı alemi var etti.
Gözünü toprak doyursun ölüm her şeyi yer ve yer eder.
Kavga edip yenip yenmekte yenişmektir.

Her şey kendine sarılıp döner.
Eriğinin çevresinde ateşiyle sarmalanıp döner.
Her şeyin bir ömrü vardır.
Hayat içinde hayat ömür içinde ömür.
Evrende kendi içinde sarmalanıp döner.
Gök cisimleri kendine sarmal dönerken açık ateş etrafında
Yıldız etrafında yörüngesel açılır.
Ve evren genişler.
Ömrü biten çarpışarak dağılır.
Yeni yıldız doğumları olur.

Kendimize sarılırken sıkılırız.
Başkasına sarılırken açılırız.
Sıkıldığımız gibi sıkmamakta gerek.
Sarılmakla açılmak paralel olduğu için
Genişleyip mutlu olduğumuzun farkına varamayız.
Dünya sıklaşıyor evren genişliyor.

Doğup ölmekle doğrulup doğurmakla
Yer değiştiriyoruz.
Toprak olup yerimizi zenginleştiriyoruz.
Ve hep aynı sahnede.
Ağaçlar aile ağaçlarımızı vurgularken.
Bir arada aile oluşumuzu.
Güneş sisteminde de aynı değil mi?
Baba güneş ana dünya.
Plüton yoklukta.
Buz güzelleri bebeklerimiz
Gaz güzelleri çocuklarımız.
Mars gençliğimiz
Dünya eriştiğimiz Venüs yaşlandığımız
Merkür ihtiyarlığımız.
Teşbihte hata olmaz.

Dünyaya kadar yoktuk.
Dünyadan sonrada yok olacağız.
Eskişehir’den İzmir’e giderken.
Eskişehir’de yok olurken İzmir’de var olacağızdır.
Geri dönebiliriz ama.
Kendimize sarılmamız devam ediyor çünkü.
Dağılmadık henüz.

İlk berilen belli belirsiz bırakır izini.
Belli belirsiz dağılan su misali buz tutar.
Buz çözülür su kaynarsa gaz sarar kendini.
Gaz ateş alır ve soğursa madde katılaşır.
Madde dağılırsa maddenin dört hali sarılır kendine.
Sonra dağılmaz soyunur ve soyunur.
Peki nasıl yer değiştirir.
Evrende her şey içine çökmeyle dışına dağılmayla olur.
Meteor kuşakları dağılma kuşakları olsa gerek.
Meteor yağmurlarıyla yeniden oluşma durumları.
Benim hesabım kartezyen hesabı.

Evrende yıldız ve gezegenler olduğu gibi
Kara madde depoları da vardır.
Kara maddenin çekirdeği yokken dışıdır onu kontrol eden.
Galaksilerin yani ateşin çekirdeği kara deliktir.
Kara delik etrafında yanar her şey.
Bir kibrit çak ve kara delik aç tutuşup yansın.
Kara madde sınırını korurken yıldızlar sınırında yanar.
Ateş saçıyor gözlerin.
Göz bebeğim kara delik çünkü.

Güneş ne zaman söner bilinmez ama ışığı söndüğünde
Fil kopar.
Plüton’da film kopmuştur.
Uranüs’te yanmakta Neptün’de yanmıştır.
Buz tutmuştur zaman.
Soğuk yanığı
Neyse ne güneş ışığı çok uzakta ne toplasın kendini.
Işık mercekle kırılırken
Işık ışığı aydınlık keserken
Renk bürür.
Soğuk ve sıcak renkler.
Gezenlerin gezenlerini belirler.

Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 13.7.2025 12:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!