Alnındaki nurlu çizgiler birer sevgili
Veresiye hayatlardan uzaksın belli
Neler var neler vav harfi gözlerinde
İkra diyorsun şiir nefeslerinde
Çelme takıyorsun acıların ayaklarına
Insana kendisi ağır gelir mi,Bazen çok ağırlık oluyor.Butun düşler ve düşünceler birbirine giriyor.Hayat ve ölüm arasındaki bu dehliz,
ne kadar sıkıcı ne kadar yakıcı
Bu dar ve karanlık alemde ölümden daha tatlı ne olabilir ki;
Insan bazen ölenlere imreniyor,ne güzel de öldü diyor.
Acaba ölenler mi daha ölü yoksa kalanlar mi.
Ölüm yepyeni bir hayatın anahtari,sevgilinin yani ve askin taze dalidir.Anahtar azrailin elinde, kilit ise kalbimizde.
Güneşe çalım satıyor ufuklar
Yerlerini alıyor bir bir yıldızlar
Yine derinlere dalıyor bakışlar
İşte uzun bir akşam
Gözlerimdeki umut
Damla damla dökülüyor
Kalbimdeki yangın
Alev alev yükseliyor
Sessizligimde boğulsun insanlar
Melekler dans ediyor gözlerinin ışığında
İnciler saçılıyor aşklı dudaklarında.
Ne varsa alemde,saklı bir nefesinde
Ellerinden doğuyor ay her gece.
Yenileniyor hayat esrarlı gülüşünde
Ölüm ölüyor bir tatlı sözünde
Hanemize geldin gönlümüze girdin
Hoş sohbetinle yürek serinledin
Kapımıza değil kalbimize vuran idin
Hoş geldin sefa geldin
Yalnızım,ıssızım karanlık sardı üzerimi
Sesler kesildi, nefesler çekildi
Yer beğenmiyor ruhum
Önüm arkam hep uçurum
Günahımı soyundum da geldim
Aşkın gözyaşlarında yıkandımda geldim
Dua dua,duya duya geldim
Ey Hakk bir seni bildim bir sana geldim
Aş demem ağlaş derim
Körler arasında yaşamak her geçen daha da zorlaşıyordu. Ne yapabilirdi ki, gördüğünü söyleyemezdi.Zira gördüğünü söyleyenlere yapılmadık bırakılmamıştı toplumları tarafından.Ama daha fazla kör taklidi de yapamazdı.Çünkü ruhundan akan ışık her geçen gün daha da parlıyor ve gözlerinden yayılıyordu.Ya ışığını takip edecek, ya da bu karanlık alemde kararmışların arasında kara bir sayfa daha açacaktı...
Işık bir yandan çekiyor, bir yandan da ürkütüyordu.Karanlığı biliyordu,orada doğmuştu...Ama Işık bilinmeyen bir gizemdi onun için. Ve bu gizeme her an biraz daha çekiliyordu...
Adım atmak âdeta bir intihardı...
Ne olduğunu anlamadı,aniden ölüm bile tatlı geldi. Zaten körler arasında yaşamak bizatihi ölümdü... Ve bu ölümü öldürmeye karar verdi.
Işık'a doğru yürüdü,yanında sadece gözyaşları vardı. Her adımda lşık'a daha çok karışıyor, kendini tanıyamıyordu. Sanki o zamana kadar bildiği,tanıdığı Kendi yok oluyordu... Ve öyle de oldu. Yok oldu... Şaşırdı. Var dı ama Yok'tu.Yok'tu ama Var dı...Nasıl olabilirdi ki; hem var hem yok olmak !
Ruhunda çakan şimşekler gözlerinden bile görülebilirdi.Göz yaşları karanlıklar ülkesinin semalarında yıdızlar gibi diziliyor ve parıldıyorlardı.
Şahin gibi avlarsın avını
Elinden tutarsın sırrı bulanı
Mânâ aleminin sensin sarrafı
Sana ısmarlıyorum bu garip aşığı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!