Yitirdim kendimi, arar dururum,
Umman mıyım sahra mıyım çöl müyüm?
Bir parça nâr ile yanar kururum!
Dere miyim çorak mıyım göl müyüm?
Dilim renksizleşmiş benzim sararmış,
Siyahtan karanlık gönlüm kararmış,
Vız vız edip dursam hiçe yararmış,
Arı mıyım petek miyim bal mıyım!
Nice dem aradım dost illerini,
Hıfzettim cananın tüm yollarını,
Pişmemişsin deyu serdiler yere,
Atlas libas, ipek kaftan, çul muyum?
Bülbül sükut etti oldu bir hâmûş,
Göç eyledi gitti, tünedi baykuş,
Gazel boyun büktü dallarda çöküş,
Gül müyüm diken mi kuru dal mıyım?
Çok kelam eyledim sırrı bilmeden,
Oldum deyip durdum daha olmadan,
Hiç insan olur mu varlık ölmeden!
Altın bir sükut mu kiyl û kal miyim?
Gönül lisanını söyler dervişan,
Sırrı izhar eder dîldeki nişan,
Kelamı bırakıp kemliği aşan,
Aşığın lisanı özde hâl miyim?
Sözler bir başkadır özler bir başka,
Astar bir başkadır yüzler bir başka,
Doğru yol bir başka dizler bir başka,
Sahte miyim gerçek miyim rol müyüm!
Bu gelgitli haller tahribat eyler,
Sırçalı sarayı harabat eyler,
Ahir akıbeti bir berbat eyler,
Med miyim cezir mi cılız sal mıyım?
Garip Affanî der sahi ben neyim!
Kudümüm, tanburum, inleyen neyim.
Ritmi bozuk sazım, kararmış meyim,
Değersiz pul muyum yoksa lâl miyim?
Kayıt Tarihi : 13.4.2025 02:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!