Daha okuma yazma bilmediği günlerdi. Eline aldığı kalemle çizer dururdu beyaz kâğıdı… Sonra da ebeveynine:
“ – Bak senin adını yazdım. “ derdi…
Programlar yapıp yolculuğa çıkarırdı, her yazdığı kişiyi… Ve isimler takardı. Ay olurdu bazen karanlık sokakları aydınlatan, bazen güneş yapıp çevreyi ısıtan, yıldız yapıp ışıklandıran insanların sohbeti için giderdi sonsuza…
“- Gitmeli miyim? Diyerek kendine sorar… Sonra cevaplardı. “- Evet. Gitmeliyim… Gitmeliyim… Gitmeliyim.”… Sonsuz yolculuklara yelken açmalıyım…”
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.