Bir, iki, üç saydık
Çocuktuk işte kandık
Korkularımız geçer sandık
Ama yine kendimize kaldık...
Geçen korkularımız değil,
Zamanmış meğer anladık...
Kadının öfkesinden korkunuz:
Çünkü alacağı intikamı engellemeniz,
Güneşin doğmamasını sağlamanız kadar imkansızdır.
Ve erkeğin gururundan sakınınız:
Gururu kırılmış olan bir erkek
Anladın mı?
İşte aynı ona benziyordu,
Onun gibi davranıyordu.
Olmasını istiyordu olmanın
Ama imkansızlığını biliyordu.
Bu sabah erken kalktım,
Her yerde sen vardın.
Sonra dayanamadım
Tekrar yattım.
Ama sen yine rüyamdaydın,
Kalkmaya kıyamadım.
'Elma dersem çık,
Armut dersem çıkma.'
Elma diye parçaladım kendimi
Çıkmadın sen yine sevgili
Armutluk yapmanın lüzmu yoktu oysa ki.
Geldi yine meyve mevsimi
Kişilik, zamanla oluşan bir gerçekliktir.
Kişiliği oturmamış birisine bunu anlatmak,
Bir köpeği miyavlatmaya benzer...
Yaş akıyor güneşlerin gözünden.
Yağmurlar yağıyor soğuktan kente.
Buğulu bir sisler ve karanlık.
Sokaklar loş ve boş.
Anlamsızlıklar bakışta gizli.
Bir zamanlar bir adam vardı,
Hayata gülerek bakardı.
Bir zamanlar oldu hayatında,
Gülmesi başkalarına yaramadı.
Yüzü düştü, ifadesizleşti adam.
Kullanılıp atılmış ruhlar
Rengi kaçmış bedenlerine
Asla dönmek istemez...
Ruhların da ruhları vardır aslında
Rimelleri akan hep içine içine
Ama onlar aslında hiç doğmamışlardır
Ve yakaladım seni yüreğinden,
Bir kelebeği kanatlarından tutar gibi.
Boşaydı tüm çırpınmaların.
Her direnişinde bir pul akıttın.
Sonra dayanamadım ve bıraktım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!