Mavi'yi gözde değil
denizde, gökte severim.
Sarı'yı saç da değil
papatya da gülde severim.
Yeşil'i çayırda-çimende;
Doksana varan ömrün ne kışı var ne yazı
Her renk önünde siyah, unuttuk biz beyazı
Bıraktık çalmayı da elimizdeki sazı
Yılları hep yıllarla eskittik biz ikimiz.
Her zaman müşfik bir eş bir anne hem arkadaş
Daima doğrulara yönlendiren can yoldaş
Kalbi imanla dolu, yüzü ışık içinde
İnsanlık okunuyor o güzel gözlerinde.
Derdiyle-neş'esiyle, günahı-sevabıyla
Cenâb-ı kibriyâ'nın lütfuna ermiş
Bir melek kanadında dünyaya gelmiş
Gözlerinde gizlenen sevgi burcuyla
Cihana Kur'ân nûru, sevgiyle gelmiş.
Rubi'den bana kalan değerli yadigârsın
ihtiyar babana sen gerçekten vefâkârsın,
Gençliğinden bu yana hem de çok cefâkârsın
ömrüm sana, Iraz'a fedâ olsun Arzu kız.
Tez zamanda mutluluk sarsın seni Irazı'ı
Denizden esen bu rüzgâr,
gelen yosun kokusu...
İçimde
yaşamak ve
sevişmek duygusu.
Bir ses duyarsan bir gün
dibi yok şu göklerden
bil ki, haberdir benden
sakın beni unutma.
Bir gün bir iz bulursan
İki kalp arasına
giren bedbaht insanlar:
Dünya da bir sevabınız olsa
sizi cennetten
yine kovarlar!
Ezber ettim kaşın gözünü
Gonca güle benzer güzel yüzünü
Candan içre cansın, senin özünü
Saklarım mukaddes emanet gibi.
Kehribar gibidir yüzündeki ben
Karartmak istersen bütün ömrümü
Kara gözlerinle bir an dargın bak
Ya sev beni güzel, şâdet gönlümü
Ya öldür rûhumu, âteşlere yak.
14 Haziran 1962
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!