Bir sarı hüzün
Sonbaharda...
Hele bir de ayrılık varsa
Sanki kör bir bıçak
Saplanır kalbine
İnadınız uğruna İstanbul'u mahvetmek
Şanlı tarihimizi, mâzimizi yok etmek...
Boğaz varken bu kanal lüzumsuz bir hevestir
Bu heves bizler için inanılmaz abestir.
İstanbul'un bağrını kanal ile yarmayın
Hayat tez tükeniyor
Yaşanan günler kâr
Gönlümde sevdiğim yâr
Evimde bahtiyâr
Şükür olduk ihtiyâr
Ben her akşam bu balkonda
Sonbahar...
Ağaçlarda yaprak dökümü,
Bazı dallarda çürümüşlük...
Göz göre göre
Yaşamda tükenmişlik.
Sararmış yapraklarda
Kaç günüm kaldı yaşanacak?
Bilemem...
Bir el istiyorum, elimden tutacak
Ve bir göz, bana aşkla bakacak.
Bir can istiyorum
Rûhen derinleş
yüreğini dinle
yeşeren ağaç dalında
beni gör;
açan çiçekte beni kokla.
Her doğan günüm
güneşi solgun.
Ömrümün dertli yolu
kısaldıkça kısaldı.
Ne yâr var, ne yâran
Ben dostta yürek isterim, yürek!
Avuç içi kadar değil,
Değirmen taşı kadar...
Kalbindekini mertçe söyleyerek,
Her engele karşı direnecek yürek!
Hazret-i İsmail gibi
Boynunu çevir kadere
Sanki hazırmış gibi
Allah'dan gelecek emre.
Kalbimde Kurân nûru var
Bir ılıman meltem esiyor
gençliğimin Kadıköy'ünden.
Yıllar sonra aşk ile
geçtim Yeldeğirmeni'nden.
Yüzüme gülüyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!