Modern dünyanın karmaşası içinde saklı kalan duyguları ve düşünceleri yeniden dile getiren bir kalem...
Hasret...
Bir uzak değil sadece,
Yalnızlığın da ötesinde bir çığlıktır susturulan.
Adını söylemeden
İçinde bin kez yankılanan o eksik parça...
Sanki biri almış seni
"Anneme"
Bir gece ansızın, uyandım gözlerinde,
Düşlerim kaybolmuş, ışığın gölgesinde.
Adını fısıldarken rüzgar, dağlar, deniz,
Her harfinde hayatım, her sözcükte iz.
Ben sana gönlümle bir salıncak kurdum
Gökyüzü kadar masum, yeryüzü kadar durgun
Bir ipi sevdaysa, diğeri umuttu
Ve ortasında salınan: seninle bendim, çocuk gibiydim
Adın bile çiçek açtırıyor içime
Bir tebessümüne bahar oluyor sokaklar
Gittim, gönlümün çağırdığı yere,
Bir ışık vardı gözlerinde
Kalbime uzanan ince bir nehir gibi.
Düştüm dilden dillere,
Çünkü adını andıkça çoğaldı sevda içimde.
sen bir adım gelsen,
ben yokuşları düz bilirim.
suskunluğunun içinden bir cümle düşse,
onu kalbime yazacak kadar açım.
elimde hala senin için bekleyen
bir gülün sabrı var
Gel, biraz dur
Ayakkabını çıkar mesela, taşlara alış
Sonra göğe bakalım,
O uzaklığa ki, bizi bu kadar yakın kılan.
Bak, bir kuş geçti, fark etmedin
Gittim, gidilmez denilen o kara diyara,
Gönlümle yürüdüm suskun fırtınalara.
Bir kelam gibi düştüm dilden dillere,
Adımı unutanlar bile fısıldar arada.
Çeşm-i siyahım,
Sana bakmak, bir yangına yürümek gibi.
Sessizce yanıyor içim,
Bir tek kelime etmeden.
Sen güldüğünde,
Bir şey çözülüyor içimde.
Nice aşk gördü bu ömür harmanı,
Sen mi yegânesin, sor deli gönül.
Ateşle yanmaksa aşkın nişanı,
Küllerle konuş da yor, deli gönül.
Âdem’den bu yana sürer seyr-ü sefer,
Dost, gam ile sınanandır,
Yar içinde aranandır.
Bir gülüşü candan ötedir,
Söndürülmez köz mü kalır?
Dostla yürünür her yolda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!