Henüz başlamadık diyorsun.
Ama taşlar çoktan yerinden oynadı.
Sokaklar,
sanki bir şey olacakmış gibi bakıyor.
Duvardaki yazılar bile geriniyor.
Sakince mi bekliyorsun hâlâ?
Sakinlik diye sattığınız şey,
kimliksizliğin öbür adıdır!
Yolun sonundaki ışık değil bizim derdimiz.
Biz, yolu değiştireceğiz.
Gölge gibi peşimizden gelen uykusuzluk
sadece yorgunluk değil;
o, sabrın tükendiği yerdir.
“Konuşmadık” diyorsun hâlâ.
Ama bak:
Suskunluk bile ses çıkarıyor artık.
Omzundaki yük değil seni eğen,
gözündeki korku!
Senin alnına “umut” diye sürdükleri şey
tahammül terapisidir.
Bir ağız dolusu küfür kadar net şimdi her şey.
Kime ne anlatacaksın?
Hangi seçim, hangi reform, hangi bekleyiş?
İsyan, senin cümlelerinle değil,
boğazında düğümlenen kelimeyle başlar.
Ve sen,
eğer hâlâ yumruğunu cebinde taşıyorsan,
bil ki:
cebin değil, kalbin deliktir senin.
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 17:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kahvede, televizyon açıktı. Spiker seçimlerden, reformlardan, gelecek planlarından bahsediyordu. Masalarda oturanlar sessizdi. Çay bardakları buharını çoktan yitirmişti. Bir genç, masanın kenarına yumruğunu koydu. Cebinden çıkarmadı, ama titrediğini herkes gördü. İçinde söylemek istediği binlerce cümle vardı; boğazında düğümlenmiş, kelimeye dönüşememiş. Yan masadaki yaşlı bir adam fısıldadı: “Sabır evladım… Sabırla geçer bu günler.” Genç başını kaldırdı, gözleri parladı: “Sabır değil, korku öğretiyorlar bize.” Ve o an odadaki herkes sustu. Ama suskunluk bile ses çıkarıyordu artık.
eğer hâlâ yumruğunu cebinde taşıyorsan,
bil ki:
cebin değil, kalbin deliktir senin."
Şiirin bam teli bu dizeler. Kutluyorum. Kalemin daim olsun
TÜM YORUMLAR (1)