Bu akşam sessizce gel.
Yüreğimi aç, pervasızca gir içeri.
Gölgelerin ağaçlarını devirme artık üzerime.
Deniz kabukları topla, her birinin içine umut yerleştir özenle.
Yıldızlar taç olsun saçlarıma.
Perdeler çek acıların üzerine.
Boya mutlulukları maviye ve aşkı pembeye.
Bir şarkının makasla kesilmiş kıtasıyım.
Ne tanımlanabiliyorum,
ne de tam olabiliyorum.
Biz kulelerden öğrenmedik mi dik durmayı, yıkılmamayı?
Göz kapaklarımda camdan levhalar.
Bir ağaç olsa belki sana,
tahtadan bir kalp bile yapabilirim.
Yüreğimi aydınlatmaya yetmiyor sokak lambaları.
Köpekler pek bir sessiz, dişlerinde kabir azabı acılar.
Bekaretini kaybetmiş kimliksiz ölü,
ve içimde bir bir yıkılan putlar.
Topal çingene, fısıldama artık kulağıma.
Ben hem sağır hem de dilsizim.
Sokakların iki kaldırım arası boşluğunda,
ört üzerimi gece; sabıkalı düşlerim var benim.
Sabıkalı.
Kayıt Tarihi : 11.8.2024 13:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!