Sabaha küsmüş bir akşam üstüydü
Güneş, arkasını dönüp gitmişti yine
Vedasız terk eden bir sevgili gibi
Ufukta turuncuya bulanan mahzun perdede
Sabahın unutuşuna sözsüz bir sitem vardı
Güvercinler yarım kalmış haberler taşır
Öyle ki akşamdan sabaha hiçbiri varamazdı
Rüzgar, sabahın kokusunu taşımaktan yorulmuş
Ekinler, ilk ışığın vaadine inanmamıştı bu kez
Çünkü sabah, hep aceleyle gelirdi akşama
Yüzüne bakmadan, soğuk, yabancı
Oysa akşam, her defasında hazırlanırdı
Alacakaranlıkla süslenir, yıldızla bezenirdi
Ama sabah, ışığıyla silerdi tüm makyajını
Sanki akşamın tenine hiç değmemiş gibi
Bir serinlik kalırdı geride
Ne tam sevgi ne tam nefret gibi
Akşam bu yüzden hep küs kalırdı sabaha
Kırgın bir çocuk gibi karanlığın elini tutardı
Bir vapur geçerdi boğazdan ağır ağır
Akşamın içindeki o düğüme doğru
Çiçekler sabaha içerleyerek kapanır
Bir tek günebakan ışığa dönük kalırdı
Ve sabah, her doğuşunda görmezden gelirdi her şeyi
Hiç kırmamış, hiç bırakmamış gibi
Kayıt Tarihi : 15.8.2025 20:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!