Odanıza çekilin, koltuğunuza rahatça oturun. Başka tüm ışıkları kapatın, tüm sesleri susturun, tüm hareketleri durdurun.
Yapayalnız, uçurumun kenarında köpükten heykeller çıkaran bir dehlize, nehir kadar coşkun, üzerinde kanat çırpan şahinler kadar özgür, rüzgar kadar renkli bir son bahar gününde, biraz sonra atlayacağınızı düşünün. Son on adımda nehre kanat çırpacağınız yerde bekleyip oracıkta oturun.
Son düşüncelerinizi sorgulayın. Hayatta duyduğunuz ilk sesleri, ilk özlemleri, ilk iyiliğinizi, ilk şefkatli elleri, gün biterken hissettiğiniz çocukluk hüzünlerinizi, okula attığınız ilk adımı, ilk başarılarınızı, en sevdiğiniz yemekleri. Beraber hayata kök saldığınız yol arkadaşlarınızı, ilk kavgalarınızı, ilk hüzünlerinizi ve en içten hıçkırıklarınızı.
Kaderin boyun eğilecek bir olgu olduğunu düşündüğünüz ilk hayal kırıklarınızı düşünün. Eğer hayal kırıklıkları hayatınızda diğer kefeyi daha baskın hale getiriyorsa bir adım yaklaşın uçurumun eşiğine.
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta