Rüyasızlar Çağı Şiiri - Ibrahim Halil Aksoy

Ibrahim Halil Aksoy
55

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Rüyasızlar Çağı

Bir çağ vardı…
Rüyaların unutturulduğu,
çocukların gökyüzüne değil,
ekranlara baktığı bir çağ.
Ve bu çağda, insanlar
gözleri açık uyuyordu.
Çünkü rüyasızlık artık
bir uyku bozukluğu değil,
bir insanlık durumuydu.
***
Cemil bir sabah uyandığında,
rüyasını hatırlayamadı.
Sonra fark etti:
Geceden değil, hayattan uyanmıştı.
O an anladı:
> “Bir rüyayı unutmak,
insanın kendini unutması gibidir.”
Çocuk sordu:
— Hiç rüya görmeyen bir insan… eksik midir?
Cemil cevapladı:
— Eksik değil; yarımdır.
Çünkü düş kurmayan biri,
yaşamın tamamını göremez.
Gökyüzünü sadece mavi sanır.
***
O sırada ortaya çıktı Leyla:
Saçları rüzgâr gibi,
gözleri geçmiş gibi derin…
Konuşmadan konuşuyordu
. — “Ben bu çağda rüya görmeye
yeminliydim,” dedi.
“Ve bunun bedelini her gün susturularak ödedim.
” Cemil sordu:
— Rüya nasıl savunulur?
Leyla cevap verdi: — Şiirle.
Çünkü şiir, uyumayanların bile
rüya görebildiği tek yerdir.
> “Rüyasızlık, sadece uyku değil, bir
kalbin kendine kapanmasıdır.”
***
Şehir uzaktan griydi.
Ama içindeki insanlar daha da renksiz.
Çünkü hiçbiri artık rüya anlatmıyordu.
Ne çocuklar…
Ne yaşlılar…
Ne aşıklar…
Çocuk göğe bakarak mırıldandı:
— Ben bir rüya çizmek istiyorum.
Ama ellerim yokmuş gibi hissediyorum.
Cemil diz çöküp ellerini tuttu:
— Bu çağda eller değil, kalpler çizim yapar.
Ve senin kalbin hâlâ
gökyüzüyle bağlantıda.
Son sayfada bir dize belirdi:
> “Bir çağ rüyasını kaybedince,
geriye yalnızca
uyanamayan yığınlar kalır.”

Ibrahim Halil Aksoy
Kayıt Tarihi : 24.10.2025 23:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!