Gece, ağır bir battaniye gibi
şehri sararken,
uyku uzaklaşmıştı sokaklardan.
Cemil, çocukla birlikte
pencereden dışarı baktı.
Gökyüzü, yıldızlarını saklıyordu.
Rüyalar, sustuğu yerde,
sessizlik hâkimdi.
***
Çocuk, yumuşak bir fısıltıyla dedi ki:
— “Rüyalar susunca,
kalpler ne der?”
Cemil cevap verdi:
— “Kalpler,
sessizliğin içinde konuşur.
Ama o konuşma,
sadece duyabilene…"
Bir sokak lambasının altında
bir gölge titredi.
Gölgeler uzadı,
ve geçmişin hayaletleri
sessizce yürüdü yanlarından.
***
Leyla geldi,
ellerinde eski bir müzik kutusu vardı.
Kutuyu açtı,
içinden çıkan melodi,
bir zamanlar unutulmuş bir rüyanın
yankısıydı.
Müzik,
yavaş yavaş şehirde dolaşmaya başladı.
Çocuk gözlerini kapadı,
ve o melodiyle
kayboldu geçmişin labirentlerinde.
***
Cemil, derin bir nefes aldı:
— “Rüyasızlık,
sadece uyku eksikliği değildir.
O,
kalbin suskunluğudur.
Ama bil ki,
en karanlık gece,
en parlak şafağı getirir.”
Ve şehir,
yavaşça uyanmaya başladı.
Bir şiir yankılandı sokaklarda:
> “Rüyalar sustuğunda,
kalpler şarkı söyler.
Ve o şarkı,
umudun başlangıcıdır.”
Kayıt Tarihi : 25.10.2025 00:00:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Rüyaların Sustuğu Gece"




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!