Geceye eğildim, yıldızlar sustu,
İçimde bin yıllık bir sır uyandı.
Ne dildir bu, ne de sessizlik,
Kalbimle konuştum… hak duymaktaydı.
Yollar vardı içime doğru kıvrılan,
Her adımda bir perde kalktı.
Ben kimim, nereden geldim derken,
Bütün evren, cevaba sustu.
Bir kuyuya düştüm: karanlık değil,
Aydınlıktan yapılmış bir derinlik.
Ses değil yankı vardı orada,
Ve yankı bendim, ben de sonsuzluk.
Bir dervişin nefesi gibi ince,
Bir su gibi sabırlı oldum sonra.
Rüzgara yol verdim, göğe baktım,
Ve toprağın kalbinde yuva buldum.
Zaman, gömleğini çıkardı önümde
“Benimle ölçülmezsin,” dedi fısıltıyla.
“Sen, zamanı anlamaya değil,
Onun ötesini duymaya doğdun.”
Ne bir sorum kaldı, ne cevabım,
Sadece varoluşun yumuşak dokusu.
Bir ağaç gibi sustum bin yıl,
Yapraklarım dua oldu rüzgâra.
Artık ben değilim ben,
Nefsin eşiğinden geçtim çoktan.
Şimdi içimde bir ateş yanmaz,
Çünkü ben yokum; sadece O var.
Sinan Bayram
Sinan BayramKayıt Tarihi : 28.7.2025 19:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!