bakmayın ayakta dimdik
ve böyle mağrur olduğuma
fırtınalar kopuyor içimde
nedenini bir benim bildiğim
bakmayın ayakta dimdik
uzaklara
çok uzaklara gitmek lazım
tek başına yapayalnız
bavulunda beden beden
yalnızlıkların olmalı
hiç sevmemişim bekletilmeyi
tahammülüm olmamış hiç
umutla umutsuzluk arasında
belirsizliklere alışamamışım
kahreden belirsizliklerle yaşamayı öğrenememişim
içimi çepe çevre sarmalayan sürgünlerden
bu kaçıncı,
bu kaçıncı yürek yangını
her yangın kavurmadı mı ?
yeşeren filizleri
her filiz
bir umut değil miydi ?
dağılıveriyor aslında
benliğin
gitmekle - kalmak
kalmakla - bitmek
arasındaki o ince çizgide
tükeniyor benliğin
geçer mi bilinmez?
yaşanmadan anlaşılmaz
hani dışardan kışlanın
kapısından bakmaya benzemez
asker olmak
belki dönerim
kayıp yılların ardından
anlamını yitirmiş
donmuş
nice eziyetler çekmiş
sabırsız isteksiz
bir tutam sevgi için tüm bunlar
içten gelerek yapılan
her şey bu
adilik yok üç kağıtçılıkta
herşey içten
her şey isteyerek
sevmedim.
şiir dostları görüşmek bir şeyler paylaşmak için ben buradayım siz de buradamısınız?