gel gidelim
apayrı dünyalara
giderken
geçmişe ait ne varsa
geçmişde bırakalım.
bir söz var
dudaktan çıktığında
yavanlaşmış
unutulmuş – unutturulmuş
her şeye rağmen
tutulmayı bekleyen
savrulurken beklentiler önünde
habersiz dolanırsın aralarında
o çok aradığın hayal,
o çok aradığım umut,
- kurtulma umudu -
ayaklarının dibindeyken
zamana mı bıraktık biz
bizi biz yapanları
kolay mı?
kapıyı çarpıp
çekip gitmek
kolay mı?
bir oktur artık
yıllardır elinde tuttuğun o zeytin dalı
ve geçen bunca yıldan sonra
düşmanın olur mu?
aynı yastığa başkoyduğun...
bakmayın, birbirimize böyle içten olduğumuza
yüzümüzdeki maskeler de
sizleri aldatmasın
bu içtenlik, bu maskeler
birbirimize çektirdiklerimizin
- o samimi olmayan -
sen devam et
yaşamaya,
elinde kalanlarla avunarak
yine yalanlar söyle kendine
yıpranmış benliğine yumruklar savur
ağla...
ay ışığına
sermişiz umutlarımızı
geçmişin izlerini taşıyan
küflerinden arınsın diye
10 / 03 / 2004 Mersin
aşk bir tanımsızlık
onu açıklamaya çalışmak
boşa bir çaba
aşk
yalnızlık volkanından fışkıran
yalnızlığa mahkümiyetin
ertelenmiş cezasını
ertelenmemiş duygularla
yaşıyorum şimdi
sevmedim.
şiir dostları görüşmek bir şeyler paylaşmak için ben buradayım siz de buradamısınız?