Elbet, artık hiç oyun oynamıyorum,
saklanmıyorum da hiç. Ama bir şey var,
nedir bilmem, asıl olan da bu değil,
olması gereken de.
Varılması gereken hedef burası değil.
Yer, o yer değil gelinen, yeri de burası değil
konağımın, mecazen bile olsa elde edeceğim
bundan ibaret değil. Değil..
Hepten mi küçümseyelim kendimizi?
Kıvrımlarının yetmediğini düşünebiliyorum
beynimin elbet, ancak yeterince kıvrımlı bir
beyin yapım yok ne yazık ki diye de varacağım
sonuç kendimi küçümsemek olmamalı hep.
Bu kadardan da öte bazı yetkinleşme
kıvrımlarım da olabilir yani.
Bir şey olmak istiyorum, evet, durmadan bir
şeyler olmak. Bir yerlere ulaşmak istiyorum,
bir takım zirvelere filan, yükselmek falan.
Hayatın anlamını yapabildiklerimle bir tutuyor
kendi kendime anlamı yapıp etme haline
getiriyorum feşmekan. Peki ya ‘anlam’,
bunların uzağından bile geçmiyor sanki.
Anlamam gereken anlam
bu mu acaba sadece?
Nereden başlasam, ne desem; şöyle bir içimi
döksem diyordum açıkça, düpedüz anlatsam
diyordum da kendime dair ne varsa, sıralasam
gerçeğimi bire bir ve her neyse çıksa ortaya.
Meselâ şairi ve şiiri seven mi.. ya da
'neyi seviyorum ki' mi desem?
Sevmiyorum doğrusu. Ya da sevmekle ilgisi
olmayan şeylere ilgi duyuyorum. Artısı,
sevmenin yetmediğini görüyorum.
Sevmem hiç yeterli gelmiyor bana,
kımıldanmam, sağda solda koşturmam için.
Aynı dünyada ve benzer şeyler gören
her birim, ayrı şeyler algılayıp, farklı
davranıyor. Evet. Öyleyse, beis
yok mu?
Yani ne?
Şehirler kurulur, şehirler yıkılır.
Milletler, halklar yok olur ve var olur.
Yönetim şekilleri değişir, ilkeler yeniden
belirlenir, yönelimlerin rotası şaşar
ya da elbet farklılaşır.
Standartlar, moda olan her şey gibi
devrin kahramanları gibi, yeni olan
her şeyle beraber ardardına gelir geçer.
Yani, Tarihin Gölgesini büyütürken
büzülür gideriz hep birlikte.
Ama iyi ama kötüdür devirler.
Ama parlak ve görkemli, ama perişan
ve hastalıklı. Savaş ve kıtlık, kitlesel
imhalar, inancın doğurduğu, ve elverdiği
tüm insansal başlangıçlar ve de onun
karşıt savaşımcıları, kendileri adına
düşünüp herkes adına davranışçılar,
yok ediciler, kıyıcılar.. vs. tüm bunlar
vardır ve tüm dünyalıların mahalli
gerçekleridir. Ne demeli? Böyle işte.
Sanırım biraz daha düşünmeli.
Her şey kopuk kopuk zihnimde.
Hiçbir fikir bir diğeriyle bağlantı
kuramıyor. Gerçi bu bağı oluşturacak
benim ya sonuçta.. yine de.. insan
bazı şeylerin tepeden inmesine
alıştırılmıştır. Henüz kendi fikirlerimi
oluşturabilmişliğim yok. Hâlihazırdaki
fikirler de işte oradan, buradan, şuradan,
başkalarından alınma, aşırma, ekleme,
yapıştırma, kaplama, derleme vs..
Bu işte benim yüzeyime bakmam rıhtımda...
yüzeye bakmam, enlemesine, boylamasına, derinlemesine düşünmem.. düşünmem
diklemesine.. dağıtmayı düşünmem tabloyu..
anlamla yeni baştan.. bulanmam ve kusmam
anlamı yeni baştan..
Yani, ne bana has bir sorun aslında,
ne de kadınca.
HMA
07.11.2007
Kayıt Tarihi : 7.11.2008 22:21:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!