Öyle çıplaktın ki,
Öyle masumdun ki,
Her yerin şiirdi,
Her yerin mısra idi,
Eğildim, sayfa sayfa okudum
Sayfalarca öptüm seni.
Şiir olmayı çok istemiştim
Birinin parmaklarından akmayı
Birinin dudaklarından süzülmeyi
Öyle ki,
Uyurken göz kapaklarıma şiir olarak bırakılmayı
Şiir sustuğunda ölmüş olurum.
Beyaz kağıtta mısralar belirince.
Doğarım, canlanırım, hayat bulurum.
Kağıt olmasa ve dudaktan dökülse.
Hayat olur, gökkuşağı olurum.
Nereden başlayım bilmiyorum ki
Sana, saçına, kaşına, gözlerine
Teninin her santimine şiir yazsam
Bütün alfabe beni terk eder
Teninde yaşamaya başlar.
Mutluluğuma sebep olan şeyleri
Sıraya koydum
Birinci sırada sen
İkincisi sen
Üçüncüsü gene sen
Kalan her şeyi sıradan çıkardım.
Bütün hastalıklarımın sebebi sensin
Senin sensizliğin
Hiç bir ilacın, hiç bir hekimin çare olmadığı sensizliğin.
Ayaklarım ayağına değmediği için ağrıyor
Kollarım seni kucaklamadığı için ağrıyor.
Yokluğunda biriktirdiğim sensizlikler vardı.
Ben biriktirdiğimde saat üzüldü,
Güneş ağladı, bulutlar kurudu,
Toprak toz oldu ve uçtu.
Kimi zaman toprağa karıştım,
Kimi zaman güneşte eridim,
Seninle iken gülmek
İki kişilik bir eylemdi.
Kimsenin görmediği,
Kendimize ait cennette…
Sende önce dokunmak
Sadece cisimleri tanımaktı,
Kimsesiz şiirlerimi evlat edinen sen,
Sahipsiz dudaklarımı nüfusuna alan sen,
Bana üşümenin ne olduğunu unutturan sen,
Beni kendinden soğutan sen,
Bana gözyaşını unutturan sen,
Yüzümde gülüşleri yaratan sen,
Seni bulmam çok zordu
Yıldızlar sayesinde önce saçlarına ulaştım.
Tabii ki yetmedi, saçını koklarken.
Boynuna ulaştım peşinden.
Sonra omuzların küstü bana.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!