Pierre Loti, La dolce vita ve Kızkulesi,
Meltemmi, karayel mi yoksa, aşkın busesi?
Öldüm mü ben? o nasıl bakış, kızılötesi.
Sıkıştım, neden bu kadar dar bu gökkubbesi,
Mahçubum, meczubum, aciz yüreğim, burkan,
Gün çevirdi geceye, kayboldu bütün sesler,
Kesildi asi çığlık,
Dalgalar artık sakin, sütliman oldu her yer,
Deniz durgun ve sığlık.
Dalındı hülyalara, düşler vurdu ağlara,
Bu düşler için şanssızlık,
(Dağ gülü!... Gülüşü bile hüzünlü.)
Yakmaz mı canını Tiryal Dağı' nın rüzgârı zirvede,
Yokmu kavuşası gönlünün, bir an bile olsa hicrete?
Bak yine, yeniden, tekrar, mükerrir gün bitmede,
Ay bile her gece gökyüzünde yıldızlarla sevişmede.
Çok şey yazıldı aşka, cümlelerin en hası,
Eylem mucize değil, beynin algoritması.
Son damlası savaşsa, fikrimin gerillası,
Kaderde yoksa biter, kelebeğin rüyası.
Kim ister efkârlı kalp, umutsuz bir hasreti,
Mahfuz aşk biriktirdim, hiç kimseler bilmeden;
Fısıldayacaktı kalp, lübbetülayndan, dideden.
Dizilmedi harf, geçmedi o fasılda o filtreden;
Olmazmış bakışlarla Şahane'ye, inceden inceden.
Neydi aşk? Neresiydi benim müşerref kıblem?
Her şey normâl, gezegenler evrende yörüngede,
Toprak hep suya aç, Libyada, Sahra Çölü'ndede.
Yoksul, fukara, yine olmayan hakkı bölüşmede,
Melekle iblis, daima birbiriyle çelişmede.
Çöker gece, yorgun ihtiyar misali toprağa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!