Ruhumu nasıl tutacağım ki
etmeyecek ruhuna temas?
Ötendeki şeylere nasıl aşırtacağım onu senden?
Arzuluyorum, onu, karanlıkta kayıp herhangi
bir şeyle, ah, senin derinliklerin titrerken
birlikte titremeyecek, yabancı, sessiz
Yalnızlık benzer bir yağmura.
Yükselir denizden akşamlara;
çıkar göklere, o ırak ve ücra
ovalardan her zaman ki yerine.
Ve dökülür gökten şehrin üzerine.
Derhal fark edilen Melek, o yüce erk,
Daha gizlendiği yere girdiği gibi
tertemiz, alev alev ve dikilerek-
Yalvardı bırakıp da her bir talebi
Yol şaşkını bir tacir olarak kalmasına izin
Tanrım: zamanıdır şimdi. Yaz çok müthişti.
Güneş saatinin üstüne bırak gölgeni,
ve estir tarlaların yellerini.
Emret son meyvelere olgunlaşmayı;
güneysi iki gün daha ver onlara,
Hayatımı genişleyen halkalar içre yaşarım ben,
nesneler üzre açılan birim birim.
Sonuncuyu, belki, başarmak gelmez elimden;
fakat denemek isterim.
dönerim çevresinde Tanrı'nın, o eski kulenin gece gündüz
Akşam kitabımdır benim. Şam ipeği
kaplamasıyla etrafa ışıltılar saçar,
mor kırmızı kapağı;
sakin ellerim, altın tokasını telaşsız açar.
İlk sayfasını okur, samimi havasında
Yatıyor.yüz hatları sert yastıkta
solgun ve yadsır gibi durmakta,
dünya ve dünya üstüne tüm bilinen
onun duyularından koparak
ilgisiz yıla tekrar çekildiğinden.
Again and again, however we know the landscape of love
and the little churchyard there, with its sorrowing names,
and the frighteningly silent abyss into which the others
fall: again and again the two of us walk out together
under the ancient trees, lie down again and again
among the flowers, face to face with the sky.
Biliyorsun, sıyrılacağım usulcacık
gürültücü yığından ben,
haberdar olayım ilk rengi uçuk
yıldızların meşeler üzerinde tomurcuk
açtığından ben.
Kurşunî yapraklar altında çıktı yukarlara
kurşunî hep ve zeytinliklere karışırcasına;
toza belenmiş alnını gömdü sonra
kızgın elinin tozluluğuna.
Hepsinden sonra bu. İşte buydu sonu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!