Ben; acıyarak reddettiğin bir şizofrendim!
Ürkütücü düşler kuran, ipe sapa gelmez şiirler yazan, zavallı bir şizofren!
Gittin, paragraflar dolusu intihar koydun,
bir zamanlar şefkatini tattırdığın avuçlarıma,
kırarak parmak uçlarında gizlediğin sihirli aynaları,
zehirli kanlar sürdün dudaklarıma!
Gittin!
Seni benden, beni senden koparttılar!
Kahpe bir intihara dönüş bileti kesti gişedeki Azrail!
Tımarhanelere kaldırdılar beni,
kollarıma kocaman serum şişelerinde gözyaşları bağladılar!
Zehirli yılanlarla oynuyor içimdeki tecahül-i arif!
Terk edilmek ne biçim şeyse artık,
zehir içirtiyor insana çatallı yılan dillerinden!
Yeni bir mitoloji kurmaya karar verdiriyor insana;
içinde “aşk” olmayan yepyeni bir mitoloji!
O'nu özlüyorum...
O dediğim
üçüncü tekil şahısa indirgediğim acımasız deprem
bir zamanlar -çok da değil üstelik daha dün gibi-
birinci çoğul şahıs oluşumu sağlamıştı...
oysa 2. tekil şahıstı hep
Aşkım!
Sen neleri aştın, bunlar nehrin önüne yığılan molozlar!
Sen ki barajlar yıktın şehirler aştın:
Elbet Deniz'e bakacak yarattığın duvar!
Aşkım!
Aslında sen hiç yoktun, ama korktum bir kere,
korktum bir alev gibi fışkırıp, radyasyon gibi dalga dalga yayılan
buz tutmuş yalnızlıktan.
Öldüm, bir imla hatası gibi öldüm şiirin kollarında
ve astım kendimi şizofreninin orta yerinde
günahkar bir elma ağacına...
Sarsıldım, omzundan tutulup kendisine gelmesi için
silkelenen bir sarhoş gibi; öne düştü başım!
Sustum! Ellerimi yüzüme götürmeme bile izin vermedi bakışların!
Sustum!
Sus pus oldu sesim!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!