Bu nasıl hayat
Bu nasıl kısmet
Nasibime çile
Gözlerime yaş düştü
Sıka sıka çenemi
Döküldüler dişlerim
Tuttuğum bütün dallar kırıldı
Bu nasıl dert bu ne biçim dünya
Deprem gibi dağlar üzerime yıkıldı
Bu nasıl çile bu ne biçim dünya
Ektiğim çiçekler görmedi bahar
Canından can verdin ama
Doyasıya saramadın
Dönülmez bir yola gittin
Arayıp da soramadın
Tek umudun bendim senin
Sana bir gün bakamadım
Şimdi sen gittin öyle mi
Belki de çoktan sarıldın Metin'ine
Peki ben ne yapacağım sensiz
Nasıl gülecek yüzüm
Kimin göğsüne yaslayayım
Kara bahtlı başımı
Ah bu çilekeş garip gönlüm
Hep çileye yol oldu
Toprakta gonca gülüm
Bahar da sarardı soldu
Akar yaşım derelerde sel gibi
Bir yaz mevsiminin
İlk ayında başladı her şey
Kara günlerin habercisi
Bana en acımasız
Vurduğu gündü
Ben üç beş yaşında
Öylesine doluyum
Öylesine yorgunum ki
Türlü türlü acılar
Saldırıyor dört yandan
Şaşırdım hangisine yanayım
Baskın yedim her akşam
Sayın cumhurbaşkanım
Sana bir çift sözüm var
Büktün sen belimizi
Ahım var intizarım var
Memura bas parayı
Üçün biri mi bize
Ey benim gönlüme sığmayanım
Dağ yüreklim
Canım cananım
Her şeyim
Annem
Yine dert doluyum
Bir gariplik çöktü yine
İçim daralıyor
Kan ağlıyor gözlerim
Depremler yaşıyorum
Yerle bir oldu hayallerim
Yoksa mahşer gününe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!