Kanlı bir ayin gecesinde
kızıl bir şafak yarıldı;
zaman taş kesildi
ve sırlar, kutsalın dokusuna sarıldı.
Ra, ışığını kendi kabuğuna çekti,
güneş sustu bir an.
Prizmanın gölgesi,
taşın o mutlak geometrisini yardı.
Akıl parçalandı;
hakikat, tek kaynaktan çoğaldı orada.
Osiris, kum fırtınasına eğilip
ölümü bir tohum gibi toprağa fısıldadı.
Rahiplerin yakarışı
kara bir buğu olup,
göğün yüzünü örttü.
Kurbanlar,
yüceltilmiş teslimiyetin içinde
adlarını birer birer unuttu.
Firavun,
korkunun karanlık tahtında
tanrılaşmış bir gölgeydi artık.
Tapınakta çınlayan ritüeller,
bin çağın soğuk nefesiyle
duvar çatlaklarına sindi.
Taş hafızayı yuttu,
sessizlik dile geldi.
Çünkü bu eski bir yankıydı.
Ölüm bir son değil,
karanlıkta açılan bir kapıydı.
Mısır’da her batış,
kendi şafağını doğurur.
Ruhlar,
eski bir bilincin tortusu;
zamanı aşan o bitmeyen uğultu.
Tanrıların sesi,
sonsuzluğun boşluğuna karışır
ve Nil’in derin sularında
ebediyen
çınlar.
Kayıt Tarihi : 21.12.2025 19:20:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!