Geceyi bekliyorum...
Karanlığın içinde büyüsün göz bebeklerim.
Geceyi bekliyorum,
ışıklı düşlerimi kaybetmişim geceden.
hiçbir şey yapamıyorum,
büyümüş gözlerimin bazen uykusu gelir.
Geceyi bekliyorum,
gece oluncaya kadar,
uykumu kaçırmaya gelecek yüreğim,
Şiir kokusu geliyor kaçırılmış uykularımdan.
Geceyi bekliyorum,
bir türkü üzerinde götürecek tef misali
gökteki yuvarlak Ay’ı,
O kız da Ay’a benziyordu,
gökte götürdüler.
Siz ey şehirde oturanlar,
Siz ey seherde oturanlar,
Geceye toplandığınızda
ışıklı düşlerinizi yakmayı unutmayın,
kaybolursunuz…
Hafif düşünceleri
çekmeyi unutun.
Yok olmuyor düşünce,
Unutulunca başka hale geçiyor,
Fikrin kati ve katı halinden,
gaz haline.
gaz görünmüyor ama…
düşüncende ben de varım,
unutulsam,
Sadece gözüne görünmem,
aklında sakla.
Geceyi bekliyorum,
Işık gelen yere koşmak için,
İçimi acıtarak şiir geliyor
düşüncenin plazma halinde.
Kayıt Tarihi : 12.3.2010 22:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gece ve gündüz ırmağının, ezelden ebede taşıyıcısı, zamanın emsalsiz yatağı…
İnsan, bu ırmağın içinde ufacık bir toz parçası, suyun içinde bir plankton, çok küçük bir kum tanesi belki…
Akıyoruz zaman içerisinde, durmadan gündüz ve geceye…
Gündüz ve gece gibi tezatları içinde barındıran bir şiir. *Gündüz hayatın, düşüncelerin gerçekliğini yaşarken; gece düşlerinin korkulara, ümitsizliklere bürünüşünü yaşamak…
Kaldı ki gece, hayallerin yeşerdiği, imkânsızların imkânlılaştırıldığı, tahtların, sarayların kurulduğu, insanın kanatlanıp uçtuğu, hayallerin korkusuzca bazen de fütursuzca yaşandığı zamandır.
Şairem de böyle bir anın içinde, bedenen kaybolmak, ruhen karanlığın koynuna girmek için geceyi bekliyor. Bekliyor, lâkin ışıklı düşlerinin karaya dönüştüğü tükenmişliğinde, gözbebeklerinin karası tükenmişlik büyüklüğünde…
Zamanın genişliğinde kendi hiçliğini yaşıyor, hiçbir şey olarak, hiçbir şey yapamadan…
Gecenin zifirinde beden gölgesiz, ruh bedensiz…
Yorgun ve çaresiz, kendini kaptırıyor, güne çekilmiş perde misali geceye…
*Gece, gece olmuyor gün indiğinde. Gece, geceliğini buluyor insanın içine çöktüğünde… Hayallerin ağırlığına dayanamayan yürek, gelip uykumu kaçıracak kahkahalarla gülerek…
İstihzanın gece renkli kokusu, olacak yarım yamalak uykumun şiir dokusu…
…
*Düşünüyorum, yanında olmasam da… Beni hep gözlerinde sakla…
*Yıldız yıldız kelimeler topluyorum gecenin karanlığında. Acıtsa da içimi, mümkün kılıyorum ay parlaklığında bir tepsiyle düşüncemin plazma halini…
Değerli şairem,
Biraz da okuyucular sizin bu güzel şiirinizin esrarına bürünsünler, kendilerini nasıl görmek istiyorlarsa öyle görsünler. Onları da bu zevkten mahrum etmeyelim derim.
Şiirin içine girip de geceye bürünmemek; hayal olup, düş olup, düşünce olup görünmemek mümkün değil.
Sevgim, saygım, en güzel ve en içten duygularım bu güzel ruhlu şaireme esenlikler getirsin.
Dostça kalınız…
Yok olmuyor düşünce,
Unutulunca başka hale geçiyor,
Fikrin kati ve katı halinden,
gaz haline.
gaz görünmüyor ama…
düşüncende ben de varım,
unutulsam,
Sadece gözüne görünmem,
aklında sakla.
Geceyi bekliyorum,
Işık gelen yere koşmak için,
İçimi acıtarak şiir geliyor
düşüncenin plazma halinde...gayet güzel siirleriniz.kutluyorum
acıları tutmak için acıları yutkunmak için
hayat bulup HAYAT ı boğmak için geceyi beklemek..
Aşk hırsızlarının özgürce çalışabilmeleri için geceyi beklemek ,bir yana bizide uyarmayı unutmuyor kaybolmamamız için güzel şair
nağmelerde süzülmek için geceyi beklemek ,
gökteki aya umut ekmek için geceyi beklemek
ve şair en sonunda kendisine tutulan ışığın en parlak olanını görebilmek için geceyi beklemek diyor
ve en sonunda o yüce o büyük o kutsal kaleminden tutuyor.....
ne güzel açıklıyor. kutluyorum!
TÜM YORUMLAR (4)