Bir Hikaye, Bir Şiir.
...............................................
Yaprak dökümü yine!
Eylül gözlerinin yanaklarına ıslak akıntısı olmuştu hep. Yaprakların dallarına olan sadakatsizliği miydi sararıp dökülmeler, yoksa dalın yaprağa olan küskünlüğü mü? Nedense bu mevsimde yağardı yüzünün coğrafyasına hüzünler. Sonbahar sağanaklarına inat, şehrin bütün sokaklarına yayardı ayak seslerini. Bu mevsimde farklı bir sızı duyardı ruhunun derinliklerinde. Akşamın alacası ve tanyeri kızıllığı, bu mevsimde daha bir hevesli otururdu içine ve daha bir iştahla duyardı kalbinde, ateşten yalnızlığı.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan