Platonik Medcezir Şiiri - Nilsu Güleş

Nilsu Güleş
9

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Platonik Medcezir

Dehşet güzel bir manzara tepede
Şimdi olsam yanında
Hava açık, ılık bir meltem
Bulutları en son ne zaman böyle net gördün
Yanında olsam, kaygısız
Kokun yavaş yavaş üstüme sinerken tanıdık bir battaniye gibi
Sigaran ile karışık parfümün
Beni her seferinde alaşağı etmeyi başaran
Sigara kokusu yüzümü güldürüyor artık benim, seni hatırlattığı için
Parmaklarından çıkan duman bizi sarmalayarak dans ediyor
Boğulmayı yeğlediğimiz alkol kokusu
Portakallı şarap boşanırken bardaktan
Toprakta buğdaylar sevinç içindeymiş
Bu arpa suyunu sen kanıyorsun diye
Narenciyeler çiçek açmış bi yerlerde
Dudaklarına değen her rayiha tomurcuğu şanslı buluyor kendini çünkü
Keşke benim gibi
Her zaman yanında olmak istesem de en uygununu hesaplamak için kaçırdığım anlardan, ders alıp
Düşünmüyorum bu kez
Fazla düşünmek tüm duygularımın katili
Serbest kalan sözcüklerin hafifliğinde
Canını yakan şişelerin kapağını açarken
İlk kez gördüm yüreciğini
Bir süre için çıkarıp kenara koydun
Anlat dedin, yüreğim
Paslanmış acılar dökülürken göğsünden

Kim ne zaman okşadı böyle saçlarını
En son
Sardı mı kimse böyle içten, böyle sakin
Ve olduğu yerden böyle emin
Kim dokundu dudaklarıma senin gibi, diyorum ki hiç kimse

Hayal edebileceğim her şeyden güzel, her şeyden ilahi
Benliğimin hassas noktalarına temas etmen için, verildi sonsuz yetki
Yetki değil, bir izin yok, bu sözsüz bir anlaşma
Hiçbir şey söylemene gerek yok demiştin, anlatmana gerek yok
Bir sözcük dahi geçmeden
Nasıl olabilir, akılalmaz bu iletişim

Yüzüm yıkandığında gözlerinle ve karıştığında uzuvlarımız
Kaşlarını
Kim taradı bu sonsuz özenle ve birkaç hayat öncesinden eliyle koymuş gibi
Başka bir hayatta her kıvrımını avuçlarına kazımış gibi
Bu bağın sırrı nedir
Merak eder hep insan soyu
Biz etmedik bu akşam
Bilmek ve analiz etmek bohçalarını toplayıp gitti, bizi bize bıraktı
Evrenin bilinmez bir kuyusundan uzanan o anlayış seviyesi

İşte bu duyular içinde dans ederken aklım, ruhum
Ne konuşma gerekti, düşünme, rasyonel bir anlama
Ne içinde davranılacak bi ölçek, ne de bunun denetimi
İşte bu kokular eşliğinde
Senin içinde dans ederken ve akarken gözyaşlarım bedeninden toprağa
Kalbinin çatlaklarına sızmak istedim
Ben buradayım demek
Sana sarılmak
Ebediyen
Aylardır sızlayan kalbini güvende hissedip açma cesaretini gösterdin
Açtığın yerlerden minik minik öpüp sarmak istedim yeniden, ruhuna nakış nakış sevgimi işler gibi
İyi olduğunu bilmeni istedim
Ve iyi olmak zorunda olmadığını
Yalnız da olmadığını
Zamanını geriye döndüremem
Ama tek yaptığım şey durmak olsa dahi yanında olduğumu söylemek isterdim sana
Umarım biliyorsundur
Bana nihayet güvenmen beni dünyanın en mutlu insanı yaptı pekala o gece
Aramızdaki bağın adı ne olursa olsun
Aramızda kaç kilometre uzanırsa uzansın
Aşkla yad edeceğim seni
Tutkuyla
Ah ne kadar eşsiz olduğunu bilsen keşke benim için
Altın tutkalla yapıştırılan kırık porselen parçaları gibi

Ayık olduğum zamanlar hiçbir şeyden emin olamadığım için
Sen ne istersin bilmiyorum
Bilemiyorum
Geçmişin yaraları taze, biliyorum
Seni seviyorsam acele edemem
Ve dünyanın en tutarlı ve mantıklı, kesin kararı olması gerekircesine üzerine titrediğim romantik hislerimin
Nereden gelip nereye gideceğini ben de bilmiyorum
Yüreğim fazla alışık yara almaya, karşılık bulmamaya
Mantıkçılığım tüm yumurtaları doldurduğum sepetlere müdahale eder genelde, haliyle
"Aşık oldum, sana uzaktan"
Uzaktan hayran olmak, neredesin diye hep izlemek
Yanındayken de senden uzaklaştırıyor beni
Fırtınalar yabancı olmasa da, boğuluyorum
Bakamıyorum nedense gözlerinin tam içine
Üstümde ayıp bir şeyler yapmanın saklama hali, alınganlığı var
Hislerim arkadaşlığımıza ve sözlerime ihanetmiş sanki
Sevemez misin cidden beni
Hiç mümkün değil mi
Gel kurtar beni çünkü buna inanmaya başlıyorum
Kendimi bu yönde kandırmaya çok hazırım, eşiğe tutunuyorum

Bir trenin belli belirsiz uzaklaşması gibi
Eğer böyle olursa diye, bu senaryoyu hayal etmek organlarımı parçalıyor, bir et çorbası oluyorum
Belki de böyle olmayacak
Sahte hisler yaratan hain ben miyim yoksa?

Öyle ya da böyle
Kokunda boğulmak istiyorum hala
Deliler gibi sarmak istiyorum seni, tüm varlığımla, varlığıma
Dokunulmak için kıvranan tüm noktalarına değdirmek istiyorum dudaklarımı
Gezdirmek
Gülüşünü izlemek günlerce
Gözlerinin ruhumda gezinmesine gözlerimiz değdiği an izin vermek
İpleri salmak
Zincirlerimden kurtulmak
Ve sadece sana tutunmak
Varlığımla seni çevrelemek
Varlığına sığınmak
Beni ne kadar arada bıraktığının farkında bile değilsin
Belki de hayatta hissetmek için seni kullanan hain benimdir sadece
Umrunda da değildir senin
Buna inanmıyorum, hiç sanmıyorum
Ama hiçbir şey bilmiyorum
Hiçbir şeyin cevabı yok
Ne kadar günah ne kadar ayıp
Ne kader mümkün ne kadar uygun

"Hiç kimsenin günahı yok"
"Belki vardır bi yer, buluşuruz onunla
Beklerim, beklerim."


Varlıklarımız birbirinin etrafında uçuşurken

Bu satırlara kalbimi dökeli haftalar oldu
Hala gitgeller yaşıyorum
Demiştim, gel kurtar beni, çok hazırım kendimi kandırmaya
Kendimi bu trenin gittiği yönde kandıralı da oldu biraz
Kandırmaya çalışıyorum
Her seferinde perçinlense de bu inancım
Olmadık şekillerde geri sıçrıyor, patlaklar veriyor bu gidişat
Giden bir trenden öte balçıkla sıvamaya çalıştığım bir güneş gibi
Ya da oynadığım bir köstebek oyunu
Hangisi olduğuna inanmak isterim onu da bilmiyorum
Sıklıkla patlak veren bu duruma güneş dersem
Kendimi kandırmamın son derece anlamsız olduğu yenilgisini kabul etmiş olurum, eninde sonunda varılacak senmişsin gibi
Veya usanmadan tokmaklayıp durduğum bir köstebek oyununa benzetirsem eğer
Sürekli patlak verdiği hissini yansıtmakla beraber önüne geçilemez bir gerçek olduğunu ima etmiş olmuyorum en azından,  bir rahatlama

Ama niye bilmiyorum
Bu gelgitleri yaşıyorum
Ne ayım ne de güneş
Ne mars ne de venüs
Bu dünya/dan hiç değilim
Sahillerimde sonsuz okyanusların aşkın ritmini tutar gibi kararsız gidip gidip gelmelerini barındırmak zorunda mıydım
İçimde volkanlar oluşturmak, zaman zaman püskürüp kusmak zorunda mıydım
İçimde yananlara rağmen seni her gördüğümde, düşündüğümde çiçekler açmak
Israrla elinle kapattığın gülüşünden yayılan ışığı içimde hapsedip yuttuğum bu hislerle deliye dönmek
İçimde kıpkızıl susuz çöller beslemek, dokunuşunla yıkanmanın açlığıyla
Zorunda mıydım yani tüm bu çileye
Plütondan merkürüne tüm bu sistem gibi senin etrafında dönüp durmak zorunda mı hayatım

Sen misin beni böyle belirsizlikte bırakan saygısız
Ya da acaba sana aynısını ben mi yapıyorum
Bu durumumuzla nasıl emin olacağız peki biz buna
Ya sen de bambaşka yırtıcı bir karmaşadan geçiyorsan
Ya senin de beni her gördüğünde çarpıyorsa kalbin
Kokum benliğine karıştığında yükseliyorsan arşa
Belki
Sen de
Pek sanmıyorum
Emin olduğum bir şey var ki sana dayanamıyorum
Neyim olursan ol etrafımda ol istiyorum
Seni uzaktan izlemek bile mutlu ediyordu beni bir noktada
Çok şükür kendime yaptığım bu haksızlıktan haz almayı bıraktım en azından artık
Mutlu olmadan izliyorum
Şaka
İzlemiyorum artık seni uzaktan
Hani " aşık olmuştum ya sana uzaktan"
Seni azad ediyorum
Sen ne düşünüyorsun bilmiyorum
Hayatımdan çıkman düşüncesi derin bir hüzne boğuyor beni
Senden uzak olmak da istemiyorum
Çok yakın olduğum zaman da dayanamıyorum
Her şeyi mahvediyorum
Her şeyi mahvettim
Kimi sevmeyi becerebildim ki seni sevmeyi becerebileyim
"Sapık" olmadan ya da sen net bir şekilde sana "aşık" olduğumu bilmeden devam etmek istiyorum seninle olan ilişkime
"Kesin bir aşık" olabilmem için senden emin olmam gerekiyor
Kendimi koşulsuz şartsız atamam o kuyuya sen de arkamdan atlamayacaksan
Seni kaybederim o zaman çünkü
Üstelik dehşet bir kesinlikle kendimi kaybedeceğimi fark etmekten çok çok uzak olup sadece senden olan kaybımı düşünürken
Ölürüm
"Düşünürsem ölürüm, sürünürüm" 

Nilsu Güleş
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 15:06:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!