Her şeyi, her şeyi unuturum ama
Allah’ım, ya canımı al ya da sevgimi diye ağladığım,
“Öl, öl!” diye kalbimi yumrukladığım anları asla...
Ben hâlâ hesap veremiyorum yumrukladığım duvarlara.
Hâlâ... Hâlâ...
Senin için döktüğüm gözyaşlarında yıkasınlar bedenini.
Beni üzdüğün kadar üzül.
Beni ağlattığın kadar ağla.
Benim kadar hiçe sayıl.
Hasret kal kokuma, sesime, gülüşüme...
Beni yaktığın kadar yan.
Oysa seni o yangından kurtarmak için
Sabahlara kadar ağlamaya razıydım.
“Bitti” derken hiç mi sesin titremedi?
“Kendine iyi bak” derken dilin?
Vedalar soğuk olurmuş,
Buram buram ter döküşün neden di?
Şimdi, çöpe attığım bir poşet kadar bile değerin kalmadı senin.
Sen başkalarına güldün ya,
Sen başkalarına şiirler okudun ya,
Şarkılar yazdın ya...
Artık ben de yokum sende.
Şimdi gidebilirsin.
İster elinin körüne, ister cehennemin dibine...
Git! Git! Git!
Küfürlerim zincirini kopartmadan git!
Öyle bir git ki:
Bütün güller avucunda,
Bütün sözler dudağında
Ve bütün aşkların yatağında solsun.
Git!
Kötü söyletme.
Mezar taşında adam yazsın,
Adam...
Artık ne duamsın,
Nede bedduam,
Sadece pişmanlığımsın,
Pişmanlığım...
03.07.2025 01:12
Kayıt Tarihi : 3.7.2025 01:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!