Doğduğumda nasıl kestilerse göbeğimi,
Nasıl bu dünyaya geldiğime lanet ettiysem,
Nasıl ağladıysam bağıra çağıra,
Yine ağlıyorum işte her doğum günümde…
Her seferinde yüreğimin göbeğini kesiyorsun sen,
Hem de tam senin yüreğinin orta yerinden…
Ben sana hep fazla geldim..
Daha ağır bastı yüreğimin sancıları…
Kalkamadım altından hiç
Tutamadığım çenemin,
Ve sarf ettiğim onca sözlerin…
Fazlamı deliydim,
Yüreğimi vurdum ben bu yola,
Hele bakın bi,gözlerimden akan yaş mı ola? ? ?
Tarlalar geçtim,
Her adımımın altı dolu,
Her adımım bana ölüm yolu….
Ne kan kırmızı bu kinle,
KASIMPATIYLA BİN A_SIR! ! !
Bu gün hayatımdan bir asır geçti…
Bakamadım arkasından,
Ne kısa bir an,
Ne de kısa bir zaman…
Kırıldım!
Evinin çatısındaki kırmızı bir kiremittim belki
Ve düştüm,
Ve kırıldım…
Uzun zaman fark etmedin
Beni ve kırılmışlığımı….
Bir gülüşün yeterdi
Çığlık çığlığa sevişen martıların
Mutlu gözlerindeki düşüşü durdurmaya….
Bir gülüşün yeterdi
İçimdeki sıradan yalnızlığımın
Yanık siren seslerinin ahengini bozmaya…
Uykusuz gözlerim,
Ve içim üşüyor…
Sakın bakma gözlerime,
Sakın dokunma…
Ellerin üşür kıyamam! ! !
Uykusuz gözlerim,
Gecenin hüzünlü yüzünde,
Son bir bakıştı belki de fark edemediğim…
İçmeyi hiçbir zaman beceremediğim
Sigaramın dumanı gözlerimi yakarken,
Son bir bakıştı belki de fark etmeyi beceremediğim….
Garip bir kayboluştu
İçimde,yerlere serpilmiş sahte cam kırıkları
Gözlerim,hep uzaklardaki siyah inci tanesi…
Soğuk bir kış gecesinde,evimdeyim.
Karanlık sokakların,karanlık yüreklerinde
Körpe sevdalardayım…
Bu yeni yılda ilk kez sensizim!
İstanbul’u özledim
İstanbul’un boncuk gözlerini…
Umutlarımı gizledim kapılar ardına!
Hayallerim açık pencerelerden uçup giderken,
Boncuk gözlerinde,
Bir güneş doğuşunda buldum kendimi…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!