Bir evimiz olsaydı, bahçesi sarı nergis,
Bir yayla yamacında; ne duman olsa, ne is,
Yanda bir ulu çınar, emme basma tulumba,
Bir de yel değirmeni, başka ne ister nefis.
19 Nisan 1990 - Perşembe / Konya
..
Ne zaman kapanacak söyle doktor bu yara,
Bıktım usandım artık, yıllardır sora sora,
Çekecek hal kalmadı, bu dinmeyen sancıyı,
Korkarım götürecek, beni bir gün mezara
11 Nisan 1991-Perşembe / Konya
..
Dün gece seni gördüm, seyrettim doya doya,
Bir daha gözlerine, bakmayacaktım güya,
İnan ki hiç suçum yok, geçmedim yeminimden,
Ben hala sözümdeyim, anlattığım bir rüya.
20 Aralık 1984 – Perşembe / Ankara
..
Çok beklettin dönmedin, yıllar yılı sır oldun,
Ne bir mektup yolladın, ne de bir haber saldın.
Eridim hasretinle, tükendim yavaş yavaş,
Gördüğün gibi işte, ne yazık ki geç kaldın.
27 Aralık 1990- Perşembe / Bilecik
..
Cadde sokaklar bomboş, benden gayrı yok gezen,
İn cin uykuda yine, seni düşlüyorum ben,
Gecenin ortasında, her sokakta hayalin,
Sessiz sedasız gelip, geçiyorsun önümden.
11 Ağustos 1988-Perşembe/ Ödemiş
..
Kurudu gül goncası, kaldı bir karaçalı,
Sen gidip bu diyardan, ellere yar olalı.
Gökten üç elma düştü, tutamadım birini,
Eremedim murada bitti peri masalı.
28 Aralık 1989-Perşembe/Ödemiş
..
Değil mi ki bıraktın, beni böyle biçare...
Adıma Mecnun deyip, destan ettin dillere,
Yansam kızgın çöllerde, dönüp bakmam yüzüne,
Leyla olup yalvarsan, af dilesen bin kere.
8 Ekim 1987 – Perşembe / ANKARA
..
Çekildi birer birer, herkes evine gitti,
Gün indi tepelerden, kızıl kanlara battı,
En son ikimiz kaldık; sokakta öksüz, yetim,
Anlasana ey gönül, artık bu oyun bitti.
21 Aralık 1989 Perşembe / Ödemiş
..
Beyaz camı kirletti yağı yansımaları;
Etki çaşıtlarının pür-ishal simaları;
Daha ne kadar sus pus sineye çekeceğiz,
Sinir uçlarımızı test eden imâları? ..
YUSUF BİLGE
..
Varsın kaçsın hep senden, olsun ellere yakın,
Sen vazgeçme sevdandan, kahra düşüp de sakın.
Her sevilen seveni, sevmez elbet ya gönül,
Vuslatı mahşerdedir, yaşanan kimi aşkın.
22 Aralık 1983-Perşembe/ Ödemiş
..
O’nu hep ağlar gördük, arzuhâli şirin mi?
Firakının sebebi bâtınından derin mi? ..
Hizmet semeresinde sap sam’anın payı ne? !
Kırığından em sızan testi yoksa, rehin mi? !
..
Dün bir rüzgâr getirdi, kokunu buram buram,
Kabuk bağladı derken, kanadı eski yaram.
Dalıp gittim bir ara, çıkageldin karşıma,
Canlandı gözlerimde, seninle her hatıram.
8 Kasım 1990-Perşembe/Bilecik
..
Çok uzak diyarlardan gelmiş yorgun sefirim,
Aç kapını bekletme, Tanrı’dan misafirim!
Gönlüm aşka düşeli, kıblegâhım sen oldun,
Sanki Tanrı dururken, kula tapan kâfirim.
30 Temmuz 1987- Perşembe / Ödemiş
..
Maziyi güncel mercekle zumluyor da laf ebesi,
Muhayyel tarihten bizar yedi göbek silsilesi;
Ceddinin suyunun suyu Paşa çorbasıymış meğer
İspatı kıçında dövme, soy-kütüğü çizelgesi...
YUSUF BİLGE
..
Gidin arayın yâri, bulun haber getirin,
Hali hatrı nicedir, yazın defter getirin.
Mutluluğu bulmuşsa, yaban ellerde artık,
Benden hiç söz etmeyin, denmedik sır getirin.
17 Ocak 1991-Perşembe / Bilecik
..
İşte musalladayım, çok geç kaldın be gülüm,
Gördün ya dur desen de, beklemiyor bak ölüm.
Yıllar yılı gözledim, yolunu hep ümitle,
Yedi bitirdi beni, bu bekleyiş, bu zulüm.
6 Temmuz 1989-Perşembe / Ödemiş
..
Sen herkesi sen bilme, devran o devran değil,
Çürümüş tüm değerler, her biri cansız fosil,
Menfaat esir almış vicdanları sessizce,
Mağdur sanık sorguda, şeytan zalime vekil…
10Temmuz 2014-Perşembe / İzmir
..
Hiç biter mi sanırsın, sana olan hasretim,
Sensiz gurbet ellerde, hem öksüzüm, hem yetim.
Altın kafes bülbüle neyse o benim için,
Değişmem hiç bir şeyle, seni ben memleketim.
8 Eylül 1994-Perşembe / KONYA
..
Yazmadın üç kelime, o sayfa hep boş kaldı,
Yıllarca gözlerimde, kurumayan yaş kaldı,
Saçından bir tel düşmüş, neyse ki arasına,
Hatıra defterimde, her bakışa düş kaldı.
28 Kasım 1984 – Perşembe / Ankara
..
Giden gitti bir kere, çare değil ağlamak,
Yazık gözyaşlarına, gönül feryadı bırak.
Belliydi her halinden, aklı yaban eldeydi,
Sevmemeliydik baştan, bize bu hal müstahak.
1 Kasım 1990-Perşembe/Bilecik
..