Elysion ovalarındaki cennette,
Güneşe yüzünü kaldırmış,
Karları eriten harikulâde güzellik...
Kır kokan nefesin aşkı çağıran isminle,
Eugenia,ovaların Yunan mitinde giz ve saklı!
Bu gün 13 Şubat seni o dantel kordelalı
Ve uzun sarı saçlarının yüzüne rüzgarla karıştığı, Soğuk bir Paris sabahında,kar tanelerinin uçuştuğu
Aşıklara zerafetiyle eşlik ettiği görsel şölen...
Gövdemizi beyaz peleriniyle örterken,
Kış mevsiminin görkemli güzelliğinde,
Şanzelize Caddesinde,seni fark bile edememiştim. Öylesine gezinirken ara sokakları bir bir,
Kaldırım taşlarını sayan işi başından aşmış,
Belki hayatıma girecek aşkı bekleyen Pierre'ydim
Eugenia'm!
Aynı cafeye aynı anda girmeye çalışırken,
Islak bir kurdela değdi yüzüme;
Pardon diyerek..!El işaretiyle müsade verdi,
Kardan bir prenses ıslak ve nazik elleri,
Beyaz eldivenli Eugenia.
Oturacak bir tek masa yoktu o gün;
Oturulacak bir masa da yoktu,
Aşk kapıyı çaldı..!Beyaz bir çift eldivenle,
Kuğu gibi salınanarak,taht kurduğu yüreğe oturdu.
Ben Pierre,o gün Paris,Şanzelize Caddesinde
Karların Pensesi ilelebet aşık olacağım
Eugenia'mın ölümsüz büyük aşkına ulaştım.!
Kayıt Tarihi : 4.2.2023 01:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!