Bir Garip Vatan Evladı
Sussa suçlu, konuşsa yalan
Her yaptığımızda büzüştük
Sorarım.. elimizde kalan?
Biraz kesik, biraz çürüklük
Birşey yoktu ortalıklarda
Asker iste, gariban gider
Sahi neden şehit olunur?
Tekbir sesinde bülbül öter
Sahi neden şehit olunur?
Uzun ismin kısa bi haber
Hüküm sürdük yıllarca
Gezdik bozkır, ormanı
İlim verdik cihanda
Öğrendiler Hakan'ı
Yedi kıtada hüküm
BİZ JANDARMAYIZ
Kutlu ocak, görklü tuğ, sağlam bir temel
Yirmi iki asırdır adaletiz biz
Huzuruna varmaktır, en yüce emel
Mete Han'ın önünde diz vuranız biz
Şeklini, resmini gönlümde sakladım
Yanlış anlama, sen benim bahanemsin
Her şiirde adın, göklere kazıdım
Sancak dikmeye, sen benim bahanemsin
Herkes gibi unutursam ben sanını,
Vatan adlı yarin yağız bağrında yatmak için.
Sürdük demir kır atlarımızı kan ve barut kokan karanlığa.
Ne hayaller kaldı gerilerde, nede elimizde taşıdığımız sevdalanacak yürekler.
Çok seviyordu sevdalandığımız, sevdamız vatan.
Tek tek bağrına bastı, sardıktan sonra bayrağa.
Ruhumuzda istiklal, gönlümüzde iman
Kalbi Vatan diye çarpan, çocuklarız biz
Bir yola baş koyup, canın toprağa katan
Şanlı bayrağın, taşıyıcılarıyız biz
Orta Asya'da Oğuz, Çinde Deli Kürşat
Hayatı; yalınayak yaşadım.
Bir elimde hayallerim, diğerinde yüreğimle. Kimi zaman dikenler üstünde gezdim.
Kimi zaman: sevdiklerimin cam parçaları döktüğü asfalt yollarda....
Ne dikenler nede cam parçaları batmadı ayaklarıma.
Her temasta ya sağ elimdeki hayallerim döküldü yerlere yada sol elimdeki yüreğim kanadı.
Ağladım....ama hiç gözyaşım dışa akmadı.
Hedefi aynı, yol aynı
Gelen gideni değişik
Kadı aynı, töre aynı
Hüküm süreni değişik
Ortada; ettiği işler
Geçti demi gardaşım, altı yıl?
Altı değildi; sanki bir ömür.
Çektik; yağlardan, yağcılardan kıl
Ömrümüz de yılımız da kömür
Şu memlekete geldim geleli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!