Sana sensizlikten sonra
İlk defa konuşacağım.
İlk defa dökeceğim kelimelerimi bir kâğıda,
Ve son defa söyleyeceğim her şeyi.
Sonra yine derin sessizlikler
Ve bensizlikler…
Can kırıkları azalmıyordu da günden güne çoğalıyordu
Anlatmaktan yorulduğu kadar yorulmamıştı anlamayan anlamamaktan...
Verilen onur mücadelesi duyarsızlıkla nitelendirilmiş
Bir aynaydı,
Yüzünden göğe yansıyan.
Kelimeler —
Şekerden dokunuşlar kadar tatlı.
Gözleriyle ördü kadını bir bulut,
Hapsetti ışığa,
Bir kadın vardı… bir zamanlar,
Dünyayı avuçlarında tutmak isteyen,
Zamanı okşar gibi yaşayan,
Ruhunu savunmasız bırakan…
Gözleriyle gün ışığını arardı.
Henüz bilmiyordu karanlığın dilini.
Sana verdiğim değerden dolayı
Seni, senden fazla düşündüm — suçluydum.
Sana zarar gelmesin diye,
Her şeye senden önce tepki verdim — sabırsızdım.
Sana her şey ağır geldi, haklısın.
Ama ben asıl soruyu atlamışım:
Hayatımın kurtarıcısı sandığım adamın,
Duygularımın katili olacağını bilmeden tutuldum...
Bir söz, bir nefesti beni benden alan,
Ve ona bağlayan.
Meğer...
Meğer her bir ses sessiz,
Sensiz geçen günleri saymadım senden sonra
Sayarsam nefes alamam sandım..
Sensiz geçen anları biriktirdim bir bir..
Önce gitmek istediğimiz yerlere hayalinle gittim.
Yapmak istediğimiz her şeyi yazdım tek tek.
Bir sessizlik var içimde —
Sonsuz ve dipsiz.
Ne zaman bir ses duysam,
Boşluğa karışır…
Ve kaybolur
Hiçliğin kollarında.
Seninle başladık mı,
Yoksa zaten yarım mıydık?
Bir ses vardı içimde — adını haykıran.
Ama dudaklarım susmayı öğrendi.
Ne zaman bir şeye uzansam,
Elimden kayan kum taneleri gibi
Bir taşın ağırlığını bilmeyen ellerin,
Rüzgârla yarıştığı sabahlar olur bazen.
Gökyüzü, hiç sormadan derinleşir içimde…
Ve bir kuşun gölgesi düşer
Unuttuğum anılara.
Bir öykü anlatır rüzgâr.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!