Mumdan gemiler ateşli sularda seyrederken bütün hiçliğinde
Yolumun karanlığa varan umutsuz acılara gebe rüzgarlarıyla
Neticesizlikler yaratır kimi beyhude düşler acımadan geçmişe
Takatsiz kalır nefessiz ruhum yeni bahaneler ister
Seyrederken hayattan kesitler, renkli düşler
Sonbaharın rüzgarıyla koparıp götürdüğü kuru yapraklar gibi
Hava dar ruhuma kah karamsarım kah ağlarım
Neticesizlik sarmalında kalakalmış nacizane bir yolcuyum
Yol uzun engelleri uçsuz bucaksız bir hiçlik
Kalıp dinlensem desem bir nefeslik
Olmaz der zaman, beklemez
Beyaz ölüm kaplamış gözümün odaklandığı her yanı
Asi yeller içten bir kahkaha tutturup koparır alır
Çıplak noktalarımdan birer parça
Hangi yıkık köşeye baksam hüzünlü gözlerle seyreyler
Sessiz yığınlar bi çare arar
Neyleyeyim nerde...
Yuvam yoktur başımı sokacak
Uçar giderim farklı dünyaların arasına
Kimi tek bir parça kuru ekmeğini
Kimi taze nefretinin meyvesini
Pay edip yolcu eder beni
Bilin bakalım ben kimim?
Gün ağarıyor gözlerimin önünde
Renkten renge bürünüyor mavi kubbe
Alacalı,pembe ve mavi tonlarıyla kaplanıyor yavaş yavaş
Bitiyor nihayet bir mesai daha dünya sahnesinde
Acı, tatlı anılarla
Atıyor tüm günün yorgunluğunu sırtından
Kaybetsem de hayat gemisinin sancağını,
Bulamasam da rotasını karanlığında rüyalarımın
Beyhude bir yaşamdır sebebi meçhul olan
İsteksizce bakılan iki yüzlü dünyalar
Yaşamak bir sanatsa ömrün baharında
Düşünemiyorum kışı, karanlığa yaklaştıkça...
Hayat uzundur dedik sırtımızı dayadık zamana
Eğdik kafayı bir uğraştır düştük telaşa
Bir de baktık hayata, kaldırınca kafayı semaya
Oturmuşuk tekbir nidalarıyla yankılanan tek saltanatlık tahta
Konulmuşuz da haberimiz yokmuş meğer seng-i musallaya
Yağmurun sesiydi sakinleştiren bedenimi
Belki söylemek istediğim duygular da
Yağmurlarla akıp gidiyor
Ya da bastırıyor haykırışlarımı
Bilemiyorum...
Akışına tutulsam mı hayatın?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!