Nil nehrinin
Timsahıydı firavunlar
Kocaman çeneleri
Delinmeyen töreleri
Altından küpeleri
Kristal gözleriyle
Piramitlerin merkezinde
Uyudular binlerce yıl
Özgürlüğü çaldılar kölelerden
Sakladılar ölümsüzlük masallarına
..
Sen direnç sin oğul
Sevdaya yorgunluk değil
Yüreğinin suskunluğu
Sevdaya soluk
Sıklaştırıyor sun safları
Yürek çağrısı bizimkisi
Her şey bağımsız
Her şey bağımsız Türkiye için
..
Yağan kar
Açan çiçek
Ebem kuşağı
Gökteki uçurtmam
Özgürlüğümsün
Martıların üşümüş gagalarında
Bir simit yutkunmasında
Sevgisin özgürlük
..
Bütün inançlarımdan arınırken
Çırılçıplak...
Bir okadar zırhlı
Parmaklarımın ucunda uğursuzdun
Özgürlük böceği...
..
İki eli birleştirir soğuk
Ovuşturur sun ellerini
Nefesin ısıtır parmaklarını
Açlık desen martı çığlığı
Özgürlük ağır
Demir kadar
Durmadan ısırır bileğini
..
Gecenin sezsizliğini bozuyor
Köpek ulumaları
Yolculuk dışarıya
Düşsel bir yanılgı
Ruhumdan boşananr büyütürüm beyaz gölgeleri
Abdi ipekçi parkında kızarırır karanfil elerimde
Kokusu özğürlük soluyor nefesimde
Dokunamıyorum ellerine
Ellerim gökyüzünde parlıyor uyamadığım gecelere
Sensizlik yırtıyor karanlığı
..
Attın düşünen ne varsa
Parmaklıklar ardına
Esaretim başladı
Düşünen özğürlüğe
Özgürlük nişan
Denizin kabarması
Kuşların kanat çırpması
Tohumun patlaması
Akara kulaç atmak
..
Özgürlüğe az kalmıştı
Dörtnala koşuyordu kısrak
Ayakları karnına değiyordu
Esaret boynuna oturmuştu
Rüzgar öptü yelesinden
Kulağına eğildi
sırtını sıvazladı
Beni yakalayamazsın dedi
Eşşek imbatı güldü
Kasırga burnunda soluyordu kısrağın
..



