Duygulara kelepçe vurulmuş
Kelepçelere darağacı kurulmuş.
Karanlıklar umutlu,
Umutlarsa karanlık.
Sevdalar hükümlü,
Hükümlerse hüzünlü.
Kimse bilmeyecek yürekte yarayı
Kimse görmeyecek gözdeki elayı
Çünkü bu sana!
Bilmeyecek kimse aydınlığın karanlığını
Ve yalanların doğrularını
Bu sana yürek yangınım
Hangi şehre gitsem,
Yalnızlığımın başkenti oluyor
Ne zaman mutlu olmaya kalksam,
Şehir ve yüreğim hasretle doluyor!
Hangi şehre gitsem,
Masumluğun en soylusunu
Ve mavilerin en koyusunu
Ellerinle sundun yudum yudum
Gözlerindeydi umut ve huzur
Hayallerin arasına sıkıştırdın sevgini
Ve umudunda yaktın sevgi betiğini.
Odamdayım yine bu akşam
Elimde kırık bir tarak,
Ve ucunda birkaç tel saç var.
Gece biraz daha karanlık bu gün
Gökyüzü alabildiğine öfkeli,
Yatağımda daha soğuk sanki.
akşamları biz uğurlardık,
sabahları biz karşılardık
biz sevdik be abisi
sevgimizide nefretimizide içimize kustuk
ayıptır diye hiç ağlamadık
bir davamız kutsaldı,birde sevdamız
Boş bir tarlamız vardı
Evimizin tam karşısında
Akşam saatlerinde toplanırdı mahallenin delikanlıları
Kimi işten gelir kimisi okuldan
Sohbetler edilir, dostluklar pekiştirilirdi
Bir çay demlenir ve sigaralar çekiştirilir,
Kurak topraklarıma yağmur olup gelmişken,
Bir buhara dönüşüp git(me) !
İsmin çatlamış dudaklarımda yer bulmuşken,
Onları ıslatıp git(me) !
Unuttuğum sevgileri yanında getirmişken,
Herkes öğrendi gözlerinin ela olduğunu
Ama kimse bilmiyor aslında kim olduğunu.
Bazen tatlı bir buse,
Bazen de bir gözyaşı olup akıyorsun yanaklarımdan.
Bazen bir dua oluyorsun çatlamış dudaklarımda,
Bazen de bir cümle satır aralarında!
Yine esmeye başladı bir bozkır ayazı
Soğuk iliklerime kadar işliyor,
Üşüyorum!
Anlaşılan bu gece zor geçecek.
Bu gece erken geldin aklıma
Daha soğuğa bile alışamadım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!