Susuzluktan solmuş bir çiçek gibiyim,
Yanıyorum bir yudum su verenim yok,
Rüzgârın önün de bir yaprak gibiyim,
Peşimden gitme gel n’olur diyenim yok,
Hiç uyku tutmaz sana âşık gibiyim,
Leyla'sız kaldım Mecnun ol diyenim yok,
Havalar karardı hep yağmur, yağmur…
Yârim, aylar mevsim oldu olalı…
Valide ağlama oğlum diyor dur.
Güzelim, ayrılık oldu olalı…
Özlüyorum hep onu bırak n’olur.
Zavallıyım yalnız kaldım kalalı…
Her şeyden önce eşref-i mahlûkuz,
Ruh ve aklımızla da değil yalnız,
Her şeyimizle hayvandan farklıyız,
İnsan gibi de yaşamak isteriz.
Sen inip Levh-i mahfuzdan,
Canım güzel peygamberim.
Geldin cennet-i âlâdan,
Canım güzel peygamberim.
Titredi yer, gök o anda,
Yalnız köyün merasında gezerim,
Her gün koyun ile kuzu güderim,
Azığım hiç yok, her an acıkırım,
Efendi, güya bu yıl benim yılım.
Kara lastik yakar hep ayaklarım,
Köye gideceğim bugün,
Hiç mi hiç yoktan, gitmek,
Zor işte, çok zor.
Hele eşimden, oğlumdan ayrılmak,
Onları yapa yalnız bırakmak,
Zor işte, çok zor.
Her zaman savaşların meydanı olmuşsun,
Nice yiğit yatar koynunda Anadolu.
Yetim kalmış küçük yaşta oğlunla kızın,
Genç yaşta dul kalmış onlarca ana-dolu.
Cepheye kılıç dövmüş, mermi doldurmuşsun,
Bayrakta sarılı bir tabut,
Musalla taşının üstünde,
Millet akıyor ılgıt ılgıt,
Aksaray Murat cami-inde.
Eti yok yalnız kemik kalmış,
Aynı toprak, aynı gök, aynı kubbe,
Çiçek başka başka, renk başka başka…
Aynı su, aynı güneş, aynı hava,
Gül başka başka, koku başka başka…
Anı ağaç, aynı gövde, aynı kök,
Yârim çekilmez bir dert verdi bana,
Ben nereden derman bulayım buna,
Beni terk edip gitti başkasına,
Senden başkası hiç derman mı buna.
Yüce tanrım bir dert de sana versin,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!