Soğuk ayaz kış sabahları Ankara’da
Uyandım delinmişken gök gözyaşlarıyla
Kar karışırken yağmur damlalarına
Sanki benim üzerime yağıyordu koca sema
Ellerimi uzattım uzanmak için yıldızlara
Yandım, çektim elimi acıyla
Yeniden doğmak
Dokunmak
Hissetmek
Koku almak yeniden
Bir Pazar sabahı kalkıp
Geceler ki sensiz soğuk
Ne güzel başlamıştı oysa
Şimdiyse özleminle donuyorum
Yokluğunun çığı altında
Kelimeler ile bedenlerden bir kale örüp,
sakladığım en kuytu yerinde,
bir bahar öncesinde ağaçlar gibi
uç yerinden kuru dallarının sürgün veren,
ama korktuğum görmekten,
kendime gözlükler yapıp,
Bir anda kapı açıldı
Ama içeri giren soğuk rüzgardı
Yine umutlanmıştım birisi diye
Biri geldi sonunda yalnızlığımı bitirmeye
Ama hayır o kapıdan içeri yine
Sadece soğuk bir rüzgar girdi
sana 'SEVİYORUM' demekten utanıyorum
herkes o kadar çok seviyor ki
herkes o kadar çok aldatıyor ki
kendini, kendinden çok sevdiğini
sana 'AŞIĞIM' diyemiyorum bir türlü
Şimdi sus
Hiç konuşma
Sessizliğin sessizliğime
Sessizliğimiz bu boşluğa
Bu boşluk zamana karıştığında
Anlamlar yeşerecek
Nefret belirler herşeyi
Dünyayı döndüren
Aydınlatan ya da karartan
Nefrettir bir şeyden kaçma isteği
Güven yok hiç bir yerde
Ne ki bu ölüm
Ölümlerinin yanında
Sensiz her dakikada
Korku değil bir sessizlikte
Karanlık kendimden işte
Sen yanımda olsan ne ki bana
Neredesin?
Konuşmuyorsun benimle, yok sesin
Bu yankılanan ne ki kulaklarımda
Göz kapaklarıma mı kazındı gözlerin
Görür oldum gözümü her kapadığımda
Yanımda değilsin artık -gelmezsin de-
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!