Sana yazılan mısralar kalemimin ucunda
Geçmişin izisin gönlümün köşesinde
Sen giderken gönlüme akıttığım yaşlar vardı ya
Hala saklı tutuyorum gözyaşı şişesinde
Adını sığdırdığım İki nota asılı
Kırık bir bağlamanın düzen tutmaz telinde
Sığmazdı yüreği göğüs kafesine
Sesini duyardı
Rüzgârın yalayıp geçtiği yaprakların
Önünde diz çökerdi sanki zaman
Ve o severdi kural tanımadan
Düşlerinde çıktığı yolları yolculuklarda tanığı
Ey gecenin içinde gizlenen güneş,
Bardaktan boşanırcasına yağıyorsun
yağmurla beraber gönlüme.
Ne soğuksun, ne sıcak;
sanki kederinden koparılmış, mutluluğa mahkûm gibi gülüşün.
iyi günlerinde gülüp geçerken
Elimden tutanı olmuş yalnızlık
Dostlarım var derdi kayıp düşersem
Vefalı tek dostu olmuş yalnızlık
Gönlüne dedi ki giy karaları
Mutluluk bir çiçektir
Bakar, ilgilenirsen açılır, serpilir.
Bakmasını bilmezsen kurur, dökülür.
Sevgi gibi, aşk gibi ilgi ister.
Ömür geçip giderken sevmeli insan,
Böyle veda olmaz ana kuzusu
Ekmek buğusundan gelir kokusu
Buna denmez ki can alın yazısı
Ekmek buğusundan gelir kokusu
Küçücük yüreği dev gibi atar
Nedir derdin be sevdiğim
Her sözün bir ok misali
Yaralarım kapanmıyor
Merhem derman yok misali
Ellerinden olsa ölüm
O Günden Beri
Sana söz demeye dilim dönmüyor
Gönlüme girdiğin o günden beri
Yaktığın o ateş hala sönmüyor
Gönlüme girdiğin o günden beri
Ve bırakıp gider senden
Zamansızca çalınır alnına karanlık bir çizgi,
Derin ve sinsi.
Görmez kimse, hüznün geceye düşen yüzünü.
Bir sen bilirsin, her nefes alışta yüreğini delen hançeri,
Zamansız seyirlerde gemi misali
Yol alırken ömür
Gönlümüzün susuz çöllerin de
Hayata yenilmiş ruhlarız beklide
Hayat avlarla avcılar arasında bir kovalamaca
Yaşamsa hummalı bir safari




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!