Oturdum İnsanlık Sofrasına

İbrahim Halil Demir
2061

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Oturdum İnsanlık Sofrasına

Oturdum insanlık sofrasına.
Önümde beş tabak vardı.
Birinde sevgi, birinde muhabbet, birinde Sadakat,
Birinde ahde vefa, birinde de vicdan ve merhamet vardı.
Hangisinden başlayacağımı düşünürken, kaşığımı sevginin olduğu tabağa uzattım.
İlk kaşıkta daralan ve boğulacak gibi olan gönlüm genişledi.
Öylesine genişledi ki, kemlik bilmeyen sevdalı gönlüm, bedenime sığmaz gibi geldi bana.
Yerimde duramaz oldum.
Özgürlük simgesi bembeyaz güvercin misali uçasım geldi.
Ben, başka ben olmuştum.
Gülücüklerin her türlüsüne hasret asık suratımdan tarifi çok zor olan rahmani gülücükler döküldü.
Her gülücük beni neşe ve sürura gark etti.
Daha önceki hiçbir gülücük beni bu kadar mesut bahtiyar etmemişti.
Bir âlime danıştım bu yaşadıklarımı.
Âlim dedi ki bana “Sevgi yerin göğün sahibi her şeye Kadir olan Allah’ın en güzel ismidir"
"Bu isim gönüllere nakış olduğunda, insan masum gedalar gibi yerinde duramaz"
"Sevinç küpü olur taşar her tarafa yayıldıkça yayılır"
"Yayıldığı her yeri ziyalar kaplar"
"Karanlığın “Ka” sı kalmaz"
"Sevgi anahtarının açamadığı hiçbir kapı yoktur"
"Hatta cennetin bir kapısından onunla çok rahat girilir"
"Onunla en muhkem gönül köprüleri kurulur"
"Cennetin ayakları altında olan annelerin eşi benzeri olmayan şefkatin anafikridir"
"O şefkat ile cürümlerin çoğu af olur"
Âlim’in bu dedikleri beni derin düşüncelere daldırdı.
Kaşığımı muhabbetin olduğu tabağa uzattım.
İlk lokmayı ağzıma koyar koymaz, sararmış solmuş betim benzim al al oldu.
Konuşmaktan aciz ol dilim, bülbül misali şakımaya başladı.
Şakıdıkça canı kulağıyla dinlenen oldum.
Dinlendikçe kadir kıymetim ziyadeleştikçe ziyadeleşti.
Muhabbet ile başı karlı dumanlı ulu dağların hiç yorulmadan aşıldığını müşahade ettim.
Dimdik yokuşlu yolları, hiç yorulmadan çıkarım düşüncesine kapıldım.
Muhabbet ile küs ve dargın olanlarla barıştım.
İnsanlıktan nasiplenmeyenlerle, gönüllerini kırmadan savaştım.
Savaştıkça insanı cennetlik eden, hal ve ahvaller kazandım.
İnsanların nazarındaki emin sıfatım artıkça arttı.
Üçüncü kaşığımı sadakat tabağına uzattım.
Uzatır uzatmaz bedenimin yıllanmış yorgunluğu bir an geçti sanki.
Fikri güzel gönlü güzellerin asil gönüllerini kazandım.
Yıllardır hasret kaldığım rahmani mutluluklarım çoğaldıkça çoğaldı.
Sadakat lokması beni din gününün sahibine daha çok yakınlaştırdı.
Dünya’ya küsmüşlüğümü bitirdi. Beni benle barıştırdı.
İnsan gibi insan olanların, hayırlı ve güzel dualarını aldırttı.
Sadakat bana yaza yaza bitirelemeyen hasletleri kazandırdı.
Sadakat, özümü özüme daha çok yakınlaştırdı.
Taşlaşmaya yüz tutmuş gönlümü yufkalaştırdı.
Sevda sürmeli gözlerimin didelerinden en manidar yaşları getirtti.
Daha sonra kaşığımı ahde vefalılık tabağına uzattım.
Parmakla gösterilen insanlığı yeniden kazandım.
İyi kötü anlarımın geçtiği dostlarımı andım.
Doksan dokuz Esması olan Yüce yaradanın, insanı cennetlik eden ateşiyle yandım.
Yanarken hamlığımdan azat oldum.
Piştikçe piştim.
Ahde vefalılık ile dikenli yollarım güllerin şahı Muhammedi güller ile bezendi.
Gülleri kokladıkça, düzensiz atan nabız atışlarım düzene girdi.
Kendimi gerektiği gibi tanıdım.
Rıza-i Lillah için yaptığım hayır ve hasaneleri unuttum.
Nefsime ağır geldigi halde cahil cühalanın çiğ sözlerini yuttum.
Tam doydum derken gözüm vicdan ve merhamet tabağına ilişti.
Son kaşığımı ona uzatınca sayılı ömür miadım bereketlendi.
Sönmekte olan gönül kıvılcımlarım, yeniden alevlendi.
Alevlerin dumanı yükseltikçe, can suyunu aşk ve şevkle verdiğim,
Barış ve kardeşlik ağacının gölgesinde, boncuk boncuk terleyen alnımın teri soğudu.
Beni bana getiren, derinden alıp verdiğim nefesten dolayı, şanı yücelerden yüce olan Allah'a şükrettim.
Derinden nefes alıp verdikçe, bu yalancı cennet vatan için şehit olanları canı gönülden hatırladım.
Asil ruhlarına ihlas dolu Fatihalar okudum.
Fatihalar okududuğumda, daralan hulkum genişledi.
Hulkum genişledikçe, eşi benzeri olmayan vatanımı ve şeref abidesi bayrağımı daha çok sevdim.
Bayrağımın özgürce dalgalandığını gördükçe, her türlü kemlikten gönlüm azade oldu.
Şimdi insanlık kitapların yazdığı insan gibi insan oldum.
Ve insanlık pınarından barış ve kardeşlik suyunu içtim kana kana.
Kalmadı susamışlığım artık.
Gönül damında, insanlığın beyaz bayrağını dalgalandırıyorum büyuk bir mutlulukla şimdi…
06/ Mayıs/ 2025

İbrahim Halil Demir
Kayıt Tarihi : 6.5.2025 13:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!