Ötelere Revan olan Yüreğimle Yol Arkadaş ...

Mehmet Yaşar Genç
680

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Ötelere Revan olan Yüreğimle Yol Arkadaşlığım


Bir akşamüstü gönlümün ufuklarında gezinirken
İçindeki uçsuz bucaksız coğrafyamın göklerinde
Bereketlenme
Beni ötelere sürükleyen
Bir yol hikâyesi.

Ben olmalıyım
Balkanlara uzanan

Ey ulu ırmakların suladığı toprak!
Billur dağlarımın ardında yükselen özge diyar
Her bahar, kalbimde yeşerttiğim muhâcir çiçeğim benim

Ruhuma saplanılan ayrılığın dinmez acılarıyla
Yaşadığın, çirkinliğin savaşını düşündüm
Bir yanımı alıp götüren
Kirletilen zamanlarını
İmdat çığlıklarını yıldızların
Ay ışığı gözlerine uğursuzca çöken dumanları düşündüm
Düşündükçe aşındım
Karanlığını dürmek için sonsuza
Beklediğin sabahını koydum heybesine hayallerimin

Hasret mevsimlerinden vuslatına perde aralanırken
Gözlerine düşen ilk cemre ben olmalıyım
Yetimlerini okşamalıyım
Srebrenitsa, Mostar’ın
Yaprak yaprak dolmalıyım baharına Sarayevo’nun
Gümülcine, İşkodra’nın
Sıcacık nefesimle sokulmalıyım
Buzlanmış kaygan zeminine Kosova’nın

Balkanlara uzanan
Ben olmalıyım

Ben olmalıyım
Ortadoğu’nun barut kokan ellerine sunulacak gül dalı

Ey dertlerimin anası, garipliğimin aynası, Filistin!
Sana döndüğümde yüzümü, hep gülümsüyorsun
Ramallah’ta saçlarını ördüğüm güzel
Güngörmüşlüğünle konuş, niçin susuyorsun?
Adımlarım kuvvet buluyor çölünün rüzgârında
Gazze’de ölümsüzlüğü yürüyorum
Toprağına ekiyorken soluklarımı
El Halil’de, Han Yunus’ta sevdiğimsin
Umutlarımı bıraktım Akka önlerine
Hasretinin ribatındalar
Ucunda bahar gizlediğim kalemimle çiziyorum hudutlarını
Kapılarını aşındırsa da karanlığın elçileri
Gözlerimden ebabiller uçuruyorum
Düşmanların gövdelerine
Yollarında yeniden dirilirken adımlarım

Kudüs
Esaretin zeytin gözlü güzeli
Kâdim dost!
Dünyanın tüm gariplerine ışıyan gün gibisin
Sen miydin ah!
Gönlümüzden boşalan acının mürekkebi
Tutsaklığımın efendisi, hüznün fırtınası şehrim
Sen miydin ah!
Yollarına bağlandığım mihmandarım
Yılgınlığımı dağıtan rüzgârlarını sarınırım ıssızıma
Bütün yangınların kaynağı, sensin
Sensin, yeryüzünün isyan nedeni

Beyrut
Ey sığınak mevsimim!
Usul usul süzülürüm göklerine şiir kuşlarımla
Güftesini aradığım zafer şarkılarından
Dudaklarına sevgi kondurmalıyım
Bütün küskünlüklerimi mahzenimde dondurmalıyım

Şam
Göğüne merdiven dayadığım nazlı dilber
Övülmüşler diyarının nergisi
Yeşil kubbelerin nerede?
Hangi kirli eller çiziyor resimlerini?
Söyler misin, sahteliğin yolunu adımlayanlar, kimdi?
Tebessüm, kapında bekleyen garipler gibi yalnız
Ey güzelliğin beldesi!
Yollarında sırtlan ulumalarıdır duyulan, şimdi

Gel, yeniden imbiğinden dökül kurumuş dudaklarımıza
Hu çekelim hu
Beslensin âlemin sana olan susamışlığı
Sabrınla demlenirken ocağımızdaki dualarımız
Gel, muvahhit adımlarının izlerini düşür yüreklerimize

Ortadoğu’nun barut kokan ellerine sunulacak gül dalı
Ben olmalıyım

Ben olmalıyım
Afrika’nın umulmayan güzel talihi.

Ey benim Kara kıtam!
Tualinden yansıyanlar, geçmişinin acı dolu mahşeri
Düşmanların pervasızca kanını emiyorken
Doğumunu sancılayan zamanlarımla
Geliyorum huzuruna, kardeşliğimin
Burçlarında yankılanırken görkemim

Ey benim asil yüzlüm!
İçimde soğuturum yakıcı sıcaklarını
Boyun eğmelerini bırakmalısın artık uçurumlara
Öfkeni deniyorken üstünlüğün köleleri
Narında yüreğimin, hamlığını pişirmeliyim yeniden
Ey siyahi incim benim!
Mutsuzluğu almalıyım kalbinden

Afrika’nın umulmayan güzel talihi
Ben olmalıyım.

Ben olmalıyım
Kafkasların özgür uçuşu

Sen, masal kahramanı değilsin
Yalnızlığa gülümseyen cengâver
Seni gören bütün dağlar eğilsin
Gam tutarken yamaçların
Eteklerinden özsularını bırakıver gönlüme
Yollarını unutmasın yiğidin
Bir zamanlar sultan idin, bey idin

Sokaklarında dillendirilen ağıtların
Kırım’dan yankı bulup Karabağ’a sokulur
Grozni’nin, Kelbecer’in hazan vurmuş bahçelerinde
Boynu bükük güllerin
Kan düşürür gözlerime

Kuşların bile utanır göklerinde kanat çırparken
Merhamete bulanmış yağmurların arkadaşısın
Esareti kabullenmez bedenin
Yeryüzüne ders veriyor nedenin

Kafkasların özgür uçuşu
Ben olmalıyım

Ben olmalıyım
Asya steplerinden duyulan kardeşlik şarkısı

Paletlerin gıcırtısıyla uyanırken çocuklar
Yüzündeki hüzün çizgileri kabarıyor, Arakan’nın, Kâbil’in
Karanlığın koynunda kaybolan Patani’nin
Moro’nun ve Açe’nin
Türkistan’ı sarmış zulmün zehirli ağı
Keşmir’in parmakları üşür gecelerinde
Akıttığı gözyaşlarını umursamaz görenler
Kutlu bir direniştir dağlarının zirvesinde
Kardelenler misali açan
Deler zulmün menzillerini
Bahçesine ekilir kol ve bacak, gövdeler
İntiharlar kuşatmışken alımlı çehresini

Asya steplerinden duyulan kardeşlik şarkısı
Ben olmalıyım.

Rüzgârların kucağına bıraktım dileğimi
Açtım kollarımı dolansın diye
Tükendi takâtim dert yürümekten
Yolara kazıdım zulmü, reddiye.

Mehmet Yaşar Genç
Kayıt Tarihi : 12.3.2018 18:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Yaşar Genç