Hak te’ala ona habibi resulüm dedi
Evvel kuranı onun kalbine indirdi
Her bir şeyi bir tamam eyledi
Sonsuzluğa gitti ulu peygamberim.
Maziden diyarlara götürür hazin şarkılar
Bestelerinde anlatır güftesini yanık aşıklar
İnce bir telden bağlanır makama ağızlar
Yürekleri yakar maziden ah bu şarkılar.
Argo bağıran satıcıdan
Sokak yolunu tıkayandan
Tartı ölçüde oynayandan
Davacıyıyım savcı bey..
Babasının hatırını almayandan
Çağlayıp akan sulara
Uzun tenha yollara
Deniz yontmuş koylara
Bakınırım senin için.
Işık olma kasvetime
Ümit dolma hislerime
Yaş koyma gözlerime
Eğer benden gideceksen.
Gözlerin ok atmasın
Yanaklarımız kızıl olurdu filiz mevsimi
Ovalar gelincik kokardı rüzgar estim i
Ağustos böceği öterdi yaz geldi mi
Geçti de gitti kadim sılamız.
Ötüke'nin kaşgar dağlarından
Yeşil pamir yaylasından
Uçsuz bucaksız bozkırından
Temiz gelen Türküz biz.
Namertten düşmeyiz yol,yolak 'a
Evimiz yeşil oturak bir tepede idi
Kuşlar biraz daha yakın uçardı tepemizden
Bazen kaldırırdı bizi oturduğumuz yerden
Bazen dünyadan habersiz tutkumuz özgürlükte idi.
Güneşin batışı her akşam evimize misafir olup
UÇARIM
Görülmemiş bir hevesi tattım
Ümit çiçeğin de açtı bahtım
Gönül divanına çıktı tahtım
Şimdi şahikalar da uçanım ben.
Kuruldu kurtlar sofrasının enva-i türü
Satıldı cakası miskine vuru, vuru
Fakire reva bir artık ,yede yürü
Diyen ensesi kalın şişkin utansın.
Çalışıp didinir terli erler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!