üstüm bir küfre bulanmıştır
bunamış gerçekler serkeştir
yaşam tarzımız budur birazda
yorgunuz
gelmeyen yârin yolsuzluğundan
kayıbız, küskünüz yağan kara da
Anadan üryan bir şafak döküldü gençliğimize
Çırılçıplak yıldızlar düştü gönlümüze, aldırma
Gel demeden gelme, git demeden git
Sokak ortasında geçmişi bırak
Kapansın üstümüze kapılar pencereler
Gitme, üzülürsün, seni zorlar bu gardiyan geceler
Yaralıyım
O’nun için bu kızıl nehir
Gözlerim sağırdı yokluğuna
Yabancı bir tükenişti benimki
Mülteci saklambaçlarda
Sana yakalandım
İhtiyar gece yarılarını yarıp geçerdi zaman
Ceketimi yarda bıraktım serde yalnızlık amansız
Bir gitar konçertosu vardı kulağımda çalınan
Beethoven sessizliğinde serenatlar sunuyorum sana
Deniz gözyaşlarımdan besleniyordu küçüğüm
Ayrılıklardan elemli bütün zamanlar
Yüreğimden taşınıyor kalbin
Duracak akrebin nabzı yelkovan çileli
Bırak benzetmeler bende kalsın
İmgesel betimlemelere sığınsak da zaman öfkeli
yüreğine iklimler bağışladım
ilkbahar, yaz, sonbahar, kış
ya çiçekler açsın saçlarında
yahut beyazlar düşsün umurumda değil
güneş iklimleri şaşırırdı gülüşünle, hatırla
sararırdı iklimler yanağında.
zamansız bir veda türküsü dilimizdeki
hiç bir aşka ömür biçilememiş
adı ayrılık yalnızca yaşadığımızın
hiç bitmeyecek olan bir serüven
zamansız söylenen bir türkü
Hadi!
Şuan
Önü arkası belirsiz
Yol bu yol
Vakıa engebeli, engerekli
Destursuz benzetmelerde
Seni öyle bir severim ki
Sevgimde miracını yaparsın
Ama nefretime denk gelme
Cehenneme hasret duyarsın...
Ne yağmurlar yağdırdın sokağa da silemedin geçmişimi
Limansız bakışlara utandırdın aşkı palamarsız kaldı ellerim
Urganında boynumu peşin sıra götürdün de, mavilere gömüldü düşlerim
Güneşe emirler yağdırırken arkandan onu da kaybettim karanlığın da
Uzaklara bakarken düşen her yaşta kalbimi ağır yaraladın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!