İnanmaya hazır olmak,
Söylenmemiş şeylere
Umutsuzluğun göstergesi midir?
Ya da insanın şarkı söyleyesinin gelmemesi…
Pencere kenarında yağmuru izlerken bile.
Neyin işaretidir?
Seni sevmiyorum biliyor musun?
Ne ellerinle saçlarını omzunun arkasına atışını;
Ne o zerdâli gözlerinle
Derin derin bakışını;
Çevirdiğinde başını,
Saçlarının ırmak olup akışını…
Öküz zaten bir hayvandır,
Bisiklete de binemez.
Yemek yapabildiğine göre,
Muhtar değildir.
Ona bakarsan kulağa hiç de dokuza bölünebilirmiş gibi gelmez,
324 sayısı.
Yavaştan basarak adımladı.
Yolu incitmekten korktu sanki.
Yürümedi; su misâli, sanki damladı.
Gözlerini süzüp, geçti inceden…
Bir göz süzüş ki, dilsizi dillendirir.
Gözlerin geçti yine
Adının geçemediği şiirimden.
Şairin tövbesi olmazmış.
Bak yine elimde kalem…
Yazarım yazmasına da,
Ne derde deva olur,
Bir rüyadayım şimdi,
Üzerimde ne hüzün var
Ne de çektiğim acıların yükü…
Arınmışım tüm dertlerden.
Aklımda sen varsın
Seni düşünüyorum Gülbahar…
Hayat devam ediyor,
Ben hep aynı bilmecenin cevabını arıyorum.
Herkes bana bakıp gülüyor.
Ben hala aynı bilmecenin cevabını arıyorum.
Hayat devam ediyor…
Sonsuzlun aynasında sonu bilinmeyenlerdeniz.
Biz; sevgi çorbasına kepçeyle dalanların aç kaldıgı dünyada;
Doyabilmek için, çorbaya ekmek bananlardanız.
Öfkeye beraat degil, müebbet hüküm giydirenlerdeniz.
Bir ayagı çukurda olan insanlık alemine,
insan olmayı ögretmek için mücadele edenlerdeniz…
Ne ince iş imiş bu sevda…
Gelmiyor biz gibi kalın adamlara.
Kalın dediysek, öyle değil.
Ensemiz de, cebimiz de tüydür icabında…
Ulen o kadar dedim,
“Racon” kelimesi geçmesin bu şiirde.
Sevdadan olsa gerek,
Acizliğim böylesine…
Demezler mi bilenler,
Sevda onun nesine…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!