Orkide'ye Mektup

Nefise Tuşaye Karataş
15

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Orkide'ye Mektup

BİR OFFF! ÇEKSEM KARŞIKİ DAĞLAR YIKILIR BUGÜN POSTA GÜNÜ CANIM SIKIlLIR.

ORKİDE’YE MEKTUP

Yeni bir yıla daha girerken nasılsın orkide? Ben kendi kendime yetemiyorum. Sanma ki bu köşelerde yetiyor bana. Kendinden çıkan kendi olamaz ve kendinle uğraşmaz diye düşünme. Vicdanla değiştirmiştim adını. En iyi sen bilirsin nerede açtığını. Yok musun yok musun yoksa hiçbir yerde.
Beni sorarsan bu şehirde kalıyorum. Aşkın hançerlendiği yer burası. Doğup ve ölüm döşeğine yattığı yer. Vuranı tanıyor musun? Bulunduğum o kör sancılar içinde önümde gördüğüm aydınlığa yada gördüğümü sandığım ışığa öyle bir savurdum ki çığlığımı. Şimdiki mantıklı adamlar eski zamanımızınsa yiğitleri yani kağıtlarda ve tiyatro sahnelerinde kaldığını söylüyor yalnızca. Kulaklarımı tıkamak istiyorum. Ama parmaklarım engel olamıyor bu kirli sesleri duymama.
Bu yaz çok sıcak geçti değil mi orkide? Sen yanmışsındır. Çöl çiçeğisin çünkü. Aynı yerde değiliz tabiiki. Ama haberin olsun çığların altında ezildim ben. Üşüdüm tüylerim diken diken oluncaya dek. İnsanların bana “nasılsın? ” sorusunu sorması önemli değildi. “Neyin var? ” sorusundan kaçtım caddeler boyunca. Kendimi hayalet gibi hissettiğimdendir, korkutmak istemedim tanıyanlarımı. Telefonlarımdaki çağrılar cevapsız, selamlarsa boş bakışlarla karşılandı. Usta şairlerin seslerini duydum sabaha karşı tavan aralarından. Yok be diyorlardı etinle, kemiğinle ve en çok da yüreğinle varsın sen. Takma bu uykusuzluğa.. Sana mahsus değil bu ufak odacığa kapanmak. Duvarların ruhu yok ama sensin içinden seni çıkaracak birisi var güçlü mü güçlü. Bense ah ölüler ah ama siz ölüsünüz diye haykırdım bu seslere. Sonra sustular güneşin doğmasıyla birlikte.
Bakkal amcadan sigara almaya bile çıkamadım çoğu zaman. Nereye kadar sürerdi bu kaçış. En son kaçtığın yer kaçamadığın yerdir diye bir dize hatırlıyorum. Kaçamadığım yere geldim galiba şu an. Madem ki o kadar boynunu büktün sen çekmesen bile yerine birileri çekmeli o vicdan azabını. Tanımadığım bir insan da olabilir suçluluk duyan. Değer kavramını tüketenlere olanca inadımla hatırlatmak istedim değeri ve vicdanı. Bazen rengi solmuş, püskülleri sökülmüş kilimi yenisine tercih edebilirsin. O kilimin üzerinde kurmuşsundur en güzel düşünü. Ve o kilimin üzerine uzanıp sevdiğinle uçmuşsundur bulutların en güzeline.
Kimi insan acıyla son verir kendine ve değere. Kimi insan da acıyla farkına varır insanlığının. her şeye rağmen amacım boynunu kaldırıp gülümseyebileceğini sezmekse bunları ölmen için anlatmıyorum inan. Kendi derinliğime döndü bir ayağım şimdi. Boşver takma kafanı. Yırtıp atabilirsin de okuduklarını. İçini yırtmana tercih ederim anlıyor musun? Çünkü benim içimdeki vicdan dimdik ayakta. Kökleri bunca yenilmişliklere karşın yön vermek istiyor dünyaya. İtiraflarımsa bitmedi daha.
Kendini sevmek kendini en gizli ayrıntılarına kadar bilmekle başlar. Ezik yönlerini kaldırmaya, ağlayan tarafını o zaman silmeye başlarsın ancak. Oysa senin boynun bükük. Kurtaramıyorsun ne kendini ne de karşındakini. Asıl sorunumun adımlarımdaki amaç olduğunu anladım ben. Bir varlığa hangi amaçla adım atıyorsan ilişkin o boyutta kalır. Yüzeysel yada geniş. Sonradan değişenler de vardır ama ben sende amaca takılmıştım. Adımlarımdaki amaç yüce bir değer ve vicdan arayışıydı.
Yazdığım kadar konuşamıyorum. Sesimin tonunu hatırlarsan sevinirim orkide. Bu vicdanın yerine senden de ani bir tavırla yabancısı olmadığım kirli sesleri duymak beni gerçekten sarstı ve bu yüzden her şey böylesine sallandı gözümün önünde.
Zaman zamana uymayabilir. Herkez noktasını takvimin aynı yağrağına koyacak diye bir kaide olasa gerek. Benim de şu an sana koyacağım nokta bir kan tortusu gibi en son sende kalmalıseninkinden sonra olsa bile.
Mektubumun sonuna gelirken merak etme paçayı kurtarırım ben. Bir şimşek çaktı bana bunları yazdırdı derim. Saat de epey ilerledi. Kalkın. Yürüyün. Halayları büyütün demekten yorgunum şu saatte. Sonsuza kadar hoşça kal boynu bükük orkide. Ama bir taraftan da düşünmeye başla. Kan torsunu ne temizler?

Not: Ben mektuplarıma tarih atmıyorum. Çünkü bu yalnızca bir aşk mektubu değildi.

Nefise Tuşaye Karataş
Kayıt Tarihi : 31.3.2007 19:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Bora
    Bora

    Merhaba ! Nefise Hanım... Eserinizi o kadar çok sevdim ve benimsedim ki; ''Ben Orkide,mektubunu aldım'' diyerek başlamak geldi içimden.. Bana çok önceleri tanımakla büyük huzur ve mutluluk bulduğum,unutamadığım bir adaşınızı hatırlattınız. (Mektubu benimsememdeki etkenlerden biri de bu olsa gerek..) Mektubunuzla; O' yıllarda, Engin yaşam denizi'nde yorgun düşen adaşınızla kapılarını açamadığım liman'ımda yaşanılası güzellikleri düşünmemek elde değil..! Aslında kendi ellerimle başka liman'a bağladığım, O' nice güçlü dalga ve fırtınaları aşarak gelen, yıpratıp, kırılması zor ve güçlü, ince nazik gövdesine kusursuzca yüklenip kimsenin taşıyamayacağı kadar düşünceleri, edebî dağarcığı ve inanılmaz yüreği ile mükemmel insanı çok özledim. Mektubunuzla O'nun tonunu unutmadığım sesi oldunuz.. Size ne kadar teşekkür etsem azdır... Nice kişileri şuan bana yaşattığınız hatırlanası duygularla buluşturacak kaleminizin hiç susmaması dileğiyle.. Sevgi ve saygılarla...(USARE)

    Cevap Yaz
  • Taner Ekekor
    Taner Ekekor

    Çok güzel Nefise hanım. Başkaları gibi illa şiir yazacağım saplantısıyla cümlleleri alt alta sıralamak gibi yanılgıya düşmeyip duygullarınızı nesir olarak aktarmışsınız. Tebrik ediyor ve başarılarınızın süreceğine inanıyorum.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Nefise Tuşaye Karataş